30 Ağustos Zaferi

Bugün 30 Ağustos Zaferinin 96. Yıldönümü. 4 sene sonra üzerinden bir asır geçmiş olacak.

Geçmişi çabuk unutuyoruz. İnsanlık hali, hepimiz yaşadığımız günleri daha yakından hissederiz.

Ne var ki geçmişi ana hatlarıyla da olsa bilmek görevimizdir. Bu topraklarda çocuklarımızın ve torunlarımızın da hür ve bağımsız yaşayabilmesi için, yakın tarihimizi iyi bilmemiz ve bir şekilde çocuklarımıza öğretmemiz şarttır.

Bilmek yetmez, zihinlerimize perçinlenmesi için tarih ve kültür gezileri düzenleyip, Çanakkale’yi, Dumlupınar’ı, Kocatepe’yi yerinde görmeliyiz. Böylece vatanın değeri daha anlaşılır ve onu daha iyi sahipleniriz. Ne diyordu Akif:

“Sahipsiz olan memleketin batması haktır/ Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.”

“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı/ Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.”

ŞAHLANIŞ

30 Ağustos Zaferinin önemi şuradan gelir. Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra emperyalist Batı devletleri, elimizde kalan son toprak parçası olan Anadolu’yu da kendi aralarında parsellemişlerdi. Kışkırttıkları Yunan askerleri Ankara’ya yaklaşmaktaydı. Ama hesaba katmadıkları bir şey vardı. Türk Milleti henüz son sözünü söylememişti.

Balkan Harbinin hemen ardından gelen Birinci Dünya savaşında, 4 yıl gibi uzun bir zaman Avrupa’nın ve Dünya’nın en büyük devletleriyle savaşarak bitkin düşse de son bir hamle yaparak vatanını kurtarmayı bildi.

İşte 30 Ağustos Zaferi, varlığına kastedilen Milletimizin yeniden hayata dönüşünü sağlayan bir zaferdir. Başka bir ifadeyle, Türk Milletini sömürge durumuna düşmekten kurtaran ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasını sağlayan bu zaferdir.

Bu müthiş harekatta başkomutan Mustafa Kemal’dir. Olay 26 Ağustos 1922 Cumartesi günü başladı ve 30 Ağustos 1922 de Dumlupınar’da zafere sonuçlandı. Kesin yenilgiye uğratılan düşman kısa süre içinde 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize döküldü.

26-30 AĞUSTOS

Büyük zaferlerin hatırasını canlı tutanlar şairler ve sanatkarlardır. 30 Ağustos Zaferinin başlangıç günüyle alakalı iki güzel şiiri hatırlatmak isterim. İlki, zaman zaman tekrarladığımız Yahya Kemal’e ait “26 Ağustos 1922” adlı dörtlüktür:

“Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi/ Senin uğrunda ölen ordu, budur ya Rabbi/ Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın/ Galib et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın.”

İkincisi Yusuf Ziya Ortaç’ın yazdığı “Akdeniz’e” başlıklı şiirdir:

“26 Ağustos, gece sabaha karşı/ Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı.

Bu ölüm bestesinin içinde yandı dağlar/ Altüst oldu siperler, eridi demir ağlar.

Fırtınadan yeleli, yıldırımdan kanatlı/ Alevlerin içinden geçti binlerce atlı.

Çığlıkla, iniltiyle sarsıldı, köşe bucak/ Savruldu gökyüzün: kafa, kol, gövde, bacak!

Rüzgârlarla at başı yarış etti bu akın/ Şimdi yakınlar uzak, şimdi uzaklar yakın!

Akdeniz, ayakları altında ordumuzun/ Mavi bir atlas gibi serilmişti upuzun.

Çekti Kadifekale al bayrağını yine/ Güzel İzmir büründü yine eski rengine.

Süngüler ilk amaca tam on dört günde vardı/ O gururlu alınlar yere düşüp yalvardı.”

26 Ağustos aynı zamanda, bu yıl görkemli bir şekilde kutlanan 1071 Malazgirt zaferinin hatırasını taşır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.