Samiha Ayverdi (1905- 1993) ömrünü yazmakla geçirmiş bir mütefekkir yazarımızdır. 50 kitabı vardır.
Tasavvuf, tarih ve milli kültür ana konularıdır.
Ayverdi çok mektup yazanlardan biridir. Gelen her mektuba cevap vermiştir, “Prensip olarak hiçbir mektubu cevapsız bırakmak isteBu hareket bana, bir selamı karşılıksız bırakmaya benzer” der.
Şimdi bu mektuplar kitap olarak çıkmaya başladı. Bunlardan “Mektuplar-3″te Samiha Ayverdi ile Nazik Erik arasındaki yazışmalar yer almaktadır (Kubbealtı neşriyatı).
Nazik Erik, (1919-2012) değerli bir edebiyat hocasıdır.
Ömür boyu liselerde ve yüksek okullarda edebiyat öğretmenliği taptı. 1952-57 yıllarında Manisa Lisesinde çalıştı. Sıradan bir öğretmen değildi. Öğrencilerine sadece bilgi aktarmadı, onların gönüllerini ve ruhlarını da beslemeye özen gösterdi. Bu konudaki rehberi Samiha Ayverdi idi.
İyi bir öğretmen
Ayverdi, onun öğretmenliğini en iyi takdir edenlerdendir, der ki: “Aziz hoca, sen ana hatları ile beraber bütün teferruatı düşüülmüş, metin, dayanıklı, fırtınalara, yağışlarave çeşitli tesirlere karşı sağlama alınmış bir çadır kurmuş, içine de, müslüman- Türk irfanını getirip yerleştirmişsin.” Bunu da onun sahipli oluşuna bağlar.
Nazik Hoca emeklilik konusunu sormuş olmalı ki, şöyle cevap verir: “Aziz dostum, sen parlak, tuttuğunu koparan, tesirli ve ideabir hocasın.
Sıra sıra getirdiğin ve yetiştirdiğin talebelerin ortaır.
Bu vaziyette nasıl emekli ol, derim?” Ona sağlığı konusunda ikazda bulunur, vücudun Allah emaneti olduğunu, onu yıkıp dökmemek gerektiğini söyler:
“Bedenen ne derece zinde (güçlü) olursanız insanlara hizmet etmekte o derece kudret ve imkan kapıları açılır.”
Bir dua
Nazik Hoca Ayverdi’ye önemli bir konuda fikir danışmış olmalı ki verilen cevap şöyle:
“Azizim Nazik Hanım, mektubunuzu dikkatle, alaka ile ve satır satır düşünerek okudum. Netice olarak söyleyebileceğim şey şu:
Sahibe sığınarak, akl-ı seliminiz, hangi tarafta ve hangi işte faydalı olabileceğinizi işaret ediyorsa onu talep ve tercih ediniz. İhlas ve samimiyetle Hakk’a dayanan aldanmaz. Ona en kestirme ve en arıız yol gösterilir.
İnşallah sizin için de böyle olacaktır.” Ayverdi hep mükemmelin ve en iyinin peşinde oldu, sevenlerini de böyle yönlendirdi.
“Mensup olduğumuz kapının evlatlarını mükemmel istemek, yine o kapının şanı ve şerefi içindir” der.
Ayverdi Nazik Hocadan yöresel el işleri bulursa alıp göndermesini söyler ve şunu ekler:
“Fakat tekrar ediyorum:
Katiyyen herhangi bir suretle yük ve zahmet altına girmenizi istemem. Zira dervişliğin başlıca umdelebiri, yar olup bar (yük) olmamaktır.” Nazik Hoca yaşlı ve kilolu annesine bakardı. Onun şöyle dua ettiğini yazar:
“Yatanı utandırıp bakanı usandırmasın Mevla!”
Bir yanıt bırakın