‘Gavur İzmir güzel İzmir’

İzmir’ ait hatıra kitaplarını nerede bulursam okurum. En son elime geçen Tarık Dursun K.’nın kitabı oldu. İsmini yazıya başlık yaptım: “Gavur İzmir Güzel İzmir”. Alt başlık olarak “Anı-Anlatı” ibaresi var.
Tarık Dursun K. (1931-2015) İzmir’li şair, yazar ve sinemacıdır.
Adı geçen kitabında çeşitli gazete ve dergilerde çıkan yazıları bir araya getirilmiş. Bunların büyük çoğunluğu “İzmir”e ait çocukluk ve gençlik anılarından ibarettir.
Kitap, derinlikli olmayan, eğlenceli, geyik muhabbeti tadında günlük yazılardan oluşuyor.
Seküler zihniyetli yazar, o günkü İzmir’in meyhanelerine sıkça uğramaktadır. Sinemalar ve Amerikan filmleri, kovboylar, meşhur artistler eğlenceli ve ayrıntılı biçimde karşımıza çıkar.
Bulunduğu semtin meşhur yokuşlarında yorulur, O günlerdeki Bostanlı’nın sebze ve meyvelerine imrenirsiniz.

BAŞKA KİTAPLAR

Özel ilgim dolayısıyla İzmir’e dair hatıra kitaplarını okurken, eski İzmir’in manevi hayatı ve tasavvuf kurumlarına ait izleri ararım. Halit Ziya Uşaklıgil’in İzmir Hikayeleri, Şahabettin Ege’nin Eski İzmir’den Anılar, Kamil Dursun’un İzmir Hatıraları, Naci Gündem’in Günler Boyu Hatıralar isimli kitaplarında bu konuda birçok ip uçları vardır.
Ne yazık ki Tarık Dursun’un kitabında ilaç için olsun bu alanda tek cümlecik yok. Yazar Ali Reis Mahallesi’nde yaşamış. Bu mahalle İzmir Mevlevihanesi’yle bitişik. Kitapta iki yerde geçen “Tekke” kelimesiyle kastedilen bu Mevlevihane’nin kalıntılarıdır.
Yazar 1931 doğumlu, söz konusu anılar 1930’ların sonu ile 40’lı ve 50’li yıllara ait. Tekkeler 1925’te kapatıldı ama izleri hatıraları kaybolmadı. 1931 İzmir doğumlu Şahin Çandar, bu semti ve Mevlevihane’nin izlerini ne kadar güzel anlatır.

NASİP MESELESİ

Bu kitabına bakarak şunu söyleyebiliriz:
T. Dursun’un kültürümüzün milli ve manevi yönüyle hiç ilgisi olmadığı görülür. Mesela İzmir’in tarihinden söz ederken Roma, İskender, Homeros’a bol bol yer alırken; Çaka Bey’in, Gazi Umur Bey’in, Timur’un hiç adı geçmez. Bu milli tarih eksikliği üzücüdür.
Günlük hayata dair pek çok teferruattan söz ederken yazarın ramazan, kurban, iftar gibi konulardan hiç bahsetmemesi yadırgatıcıdır. 1940’lı yıllarda İzmir’in bu eski semtinde bunların bulunmaması imkansızdır.
T. Dursun’un “nasipsiz” biri olduğu anlaşılıyor. Mesela kitabında dostları arasında ismi geçen İzmirli yazarlardan Yaşar Aksoy, Tilkilik semtinden söz ederken, 150 sene önce “her evin bir dergah olduğunu” belirtir ve ekler: “Özellikle Rifai, Mevlevi ve Bektaşi tekkelerinin yoğun biçimde bulunduğu Tilkilik’in her köşesi bir evliya durağı, her kıvrımı bir zevk dönemecidir.” Şair ve yazar Berin Taşan, T.
Dursun’un arkadaşıdır ve kitapta sık sık adı geçer. Tam bir Cumhuriyet çocuğu olan ve sonraki yıllarda 20 sene Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı yapan Berin Taşan, geçmişini unutmamış ve 15. kuşaktan torunu olmakla iftihar ettiği zat hakkında “Merzifonlu Şeyh Abdürrahim Rumi” adlı bir kitap yazmıştır. Cumaya onu anlatacağım.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.