Son devir eğitimci mutasavvıflardan Kenan Rifai Büyükaksoy’un (1867-1950) sevgili torunu, Yusuf Cemil Büyükaksoy 1925 de İstanbul’da doğdu. Profesör Dr. Ziya Cemal ve Fatma Aliye Büyükaksoy’un oğludur.
St. Joseph Lisesi’nde okudu. Üniversiteyi bitirdirdikden sonra, bankacı olarak çalıştı. Ankara, İstanbul, Konya ve Tokat illerinde görev yaptı.
ANKARA PALAS
Cemil Büyüksoy’un Türkiye’de son görevlerinden biri, Ankara Palas Genel Müdürlüğüdür. Ankara Palas Ulus’ta eski TBMM’nin karşısında, özgün mimariye sahip tarihi bir oteldir. 1930-1969 yıllarında Ankara’nın en lüks ve muteber oteliydi. Devlet erkanı ve üst seviyede yabancıların konakladığı yegane mekandı. Ankara’da yerli ve yabancı popüler sanatçıların kaldığı yerdi.
İşletme hataları ve çeşitli skandallar sebebiyle sıkıntı yaşarken, Cemil Bey tahminen 1957’de otelin yönetimine getirildi. Ciddi, prensip sahibi ve düzgün bir insan olan Cemil Bey, Ankara’nın kalbi sayılan bu otele çeki düzen verdi, meyhane olmaktan ve skandallardan kurtardı. Dürüstlüğü, düzgün ahlakı ve işini ciddiyetle takip eden kimliğiyle öne çıktı.
Cemil Bey Tevfik İleri ve benzeri dürüst Demokrat Parti milletvekilleriyle yakın dost idi. 1960 ihtilalinde büyük üzüntü yaşadı. Ülkede her şey alt üst olmuştu. Çok duygusal bir kimseydi, memleketin içine düştüğü kaos havasından sıkıldı, daha sonra yurt dışında yaşamayı tercih etti.
Brüksel’de Hilton Oteli’nin muhasebecisi olarak görev yaptı. Bir müddet Amerika’da yaşadı. Ardından, Kanada’ya geçip oraya yerleşti. Yedi sene Montreal’de, La Reine Elizabeth Hilton Otelinde muhasebeci olarak çalıştı. Ardından Toronto’ya geçti. Orada uzun seneler, laboratuar işletti. Nihayet Litton Industries’den yazılım tasarımcısı olarak emekli oldu.
AHLAKI
Cemil Bey’in eşi Vecihe Hanım, yazar Nezihe Araz’ın kardeşi olup, eski millet vekillerinden Rifat Araz’ın kızıdır. 27 Mayıs ihtilalinden sonra 1961-62 yıllarında İstanbul’da oturdular.
Yardımsever biriydi, aşırı derecede eli açık olduğundan bazen parasız kaldığı olmuştur. Yeniliğe açık bir yapıya sahipti. Mücevher tasarımları ve yağlı boya tablolar yapmak gibi hobileri vardı.
Kanada’da, dedesi Kenan Rifai’den intikal eden manevi mirasa ilgi duyanlara bu konuda bilgi aktarımında bulunmuştur.
Sevenlerinden biri anlatır:1960 ihtilali sonrası idi. Bir ramazan akşamı, iftarda 12-13 kişilik bir gurup kendisini ziyarete gittik. Yemeklerimizi yedik, sofra toplandı. Bu arada eşi Vecihe Abla, elinde bir kapla dışarı çıkmak üzere iken Cemil Bey: “Vecihe, elindeki ne?” diye sordu. Vecihe Hanım: “Pilav, kapıcılara götürüyorum, sahurda yerler” deyince: “Olmaz, dedi, kapıcıya vereceksen, önceden ayırmalıydın. Artanı veya arttığı için kalanı götürme.”
Cemil Beyin son yıllarda gözleri görmez oldu. Bundan dolayı şikayetçi değildi. Halinden memnundu, mutlu ve hep şükreder vaziyette idi. 93 yıllık ömrü sona ermişti, vefat haberi 27 Şubat 2018’de geldi. Kendisine rahmet yakınlarına baş sağlığı dilerim.
Bir yanıt bırakın