İzmir’de Tasavvuf Kültürü adlı kitabımda Ahmed Eğribozi hakkında sadece 2 satırlık bilgi vermiştim. İzmir’de vefat ettiği söyleniyorsa da kabrini bilen yoktu. Emir Sultan’daki Mesnevi sohbetine gittiğim bir gün, birisi Eğribozi’nin kabir taşının burada olduğunu söyledi. Gidip baktık, duvara dayanmış taşlar arasında, A.Eğribozi’nin kabir taşı karşımda idi.
Daha sonra fark ettim, aynı taş ve kabrin yeri “İzmir’de Türk Mührü” kitabında yer almaktadır. Demek ki gözümden kaçmış. Konuyu yeni baştan yazmak farz oldu.
EĞRİBOZ
Eğriboz (Khalkis) Yunanistan’ın doğusunda, kıyıya paralel olarak uzanan bir ada olup eski bir Osmanlı sancağı idi. Türkler’in Eğriboz’a ilk gelişleri, Aydınoğlu Umur Bey’in 1333’teki akınları sırasında oldu. Daha sonra Fatih büyük bir orduyla şehri kuşattı (1470), uzun bir muhasaradan sonra ele geçirdi.
Eğriboz’un müslüman halkı Yenişehir, Serez, Üsküp, Karaman ve Bergama gibi yerlerden geldi. 1506’da şehirde müslüman ev sayısı 287, hristiyan ev sayısı 127 idi. Aynı tarihli Tahrir Defteri Eğriboz’da İslami hayatın bir hayli geliştiğini gösterir.
Burada 2 medrese ve 2 zaviyenin varlığından bahsedilir. Kasabanın doğu ucunda yer alan Veli Baba Zaviyesi 1470 kuşatmasına katılan dervişlerden biri tarafından yapılmış olmalıdır. Eğriboz’u gören Evliya Çelebi şehirde on bir Müslüman mahallesi, on bir cami olduğunu yazar.
Eğriboz Osmanlı- Yunan Savaşı sonrası 1831’de Yunanlılar’a verildi. Ardından da şehrin Müslüman nüfusu, bütün mallarını çok ucuz fiyatlarla satarak topluca Osmanlı topraklarına göç ettiler. Adadaki bütün Osmanlı yapıları yerle bir edildi. Ayakta kalabilen en önemli yapı kaledeki Emirzade Camisi’dir. (bkz. DİA) A.
EĞRİBOZİ KİMDİR?
Adanın Yunan idaresine geçmesiyle Ahmed Eğribozi’nin de göç kafilesiyle veya az önce oradan ayrıldığı ve İzmir’e gelip yerleştiğini düşünüyorum. Hakkında yazılanlar özetle şöyledir:
Ahmed Eğribozi Halidi Bağdadi’nin irşad için Anadolu’da görevlendirdiği halifelerindendir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Vefatı bazı yerlerde 1250/1835 diye gösterilmişse de kabir taşında 1270/1854 yazılıdır.
Eğribozi küçük yaşta zamanın usûlüne göre ilim tahsil etti. Halid-i Bağdadi’nin sohbetinde ve hizmetinde bulunup seyr ü sülûkünü tamamladı. Hilafet ve irşad izni aldıktan sonra uzun bir süre Bağdat’ta kaldı.
Ahmed Eğribozi hakkında Haydarizade şöyle der: “Kendisi bana çok iltifat ederdi. Kabul gören duaları ve kudsi nazarları sebebiyle pek çok hayra nail oldum ve ona hizmetle de müşerref oldum. Bağdat zaviyesinde ayrıbir odası vardı, irşad veders okutmakla meşguloldu.
Ahmed Eğribozi bir süre hilafet merkezi İstanbul’da Halidi-Nakşi halifeliği yaptı. Halid-i Bağdadi’nin vefatından sonra ise aile efradına yardımcı olmak için Şam’a çağırıldı. Bağdat’ta evlendikten sonra İzmir’e gelip irşad faaliyetini sürdüren Ahmed Eğribozi orada vefat etti. Kendisinden sonra tarikat silsilesi tespit edilememiştir.
Kabri İzmir Emir Sultan (Seyyid Mükerremüddin) haziresinde türbenin güneyindedir. Yanında Şeyh Abdullah adlı başka bir Nakşi zatın kabri yer alır. Evvelce Eğribozi’nin taşı, kabrinin üzerinde yatık halde iken, hazire düzenlenirken oradan alınmış teşhir için kuzey tarafa konmuştur.
Kabir taşı yazısı şöyledir:
“Hüvelbaki/ Meşayıh-ıkiram-ı Nakşbendiyye-i/Halidiyye’den merhum vemağfur/ Ağrıbozi eş-şeyhel-hacc/ Ahmed EfendiHazretlerinin ruh-ı/şeriflerine el-fatiha./ Sene1270 , 19 L” (15.07.1854).
Bir yanıt bırakın