Bugünlerde yazmak ne kadar zorlaştı. Acımız büyük. İçimiz kan ağlıyor. Kalem, kağıt üzerinde yürümüyor. Parmaklar klavyeye gitmiyor. Şehitlerimiz var. Hem de çok sayıda. Türkiye’nin dört bir tarafına ateş düştü.
Kayseri’den Ali, Bursa’dan Tolga, Gaziantep’ten Halil İbrahim, Batman’dan Cuma, Bitlis’ten Güven, Antalya’da Turgut, İzmir’den Mehmet, Manisa’dan Emre, Tekirdağ’dan Recep, Kahraman Maraş’tan Ahmet, Mersin’den İbrahim, Adana’dan Selman, Afyondan Yüzbaşı Süleyman, Tokat’tan Ahmet, Uşak’tan Mehmet, Hatay’dan Mustafa, Osmaniye’den Batuhan, Bingöl’den Muharrem, Samsun’dan Tayfun Ali, Konya’dan Teğmen Bayram, Adıyaman’dan Mehmet ve daha nice gencecik insan.
Anneler, babalar, dul kalan eşler, yetim yavrular ağlıyor. İçlerinden bazıları “Vatan sağ olsun” diyor. “Oğlumun yerine cepheye ben gideyim!” diye gürleyen babalar çıkıyor.
Ama şurası bir gerçek, giden gitti ve bütün milletin gönlünü dağladı. Savaş kötü bir şey. Savaş kötü, ama ne yazık ki hayatın bir gerçeği. Habil ve Kabil’den beri savaş var. Bağrımıza taş basıp bu gerçekle yaşamaya mecburuz.
NEDEN SURİYE’DEYİZ
Ne işimiz var Suriye’de? Binlerce askerimizi İdlib cehennemine neden yığdık? Şimdi bunları düşünmenin vakti değil. Şimdi bir ve beraber olma, ateş hattındaki Mehmetçiğin moralini sağlam tutma zamanı.
Egemen güçler, silah üreticileri, Amerika’sı Avrupa’sı petrol bölgelerine hakim olabilmek için Ortadoğu’yu karıştırdı. Mezhep kavgalarını kışkırttı, fanatizmi körükledi. Dünyanın başıboş paralı militanlarını karışık bölgelere doldurdu. Sonunda Irak’ı parçaladı, Suriye’yi ateşe attı.
Keşke bize ne bundan deyip uzaktan seyredebilseydik. Fakat ne mümkün! Başımızın belası PKK’yı yurt içinde ve Kuzey Irak’ta bitirme noktasına gelmek üzereyken, ABD Suriye sınırlarımızın hemen yanında bir PKK-PYD gücü oluşturmaya kalktı. Tırlar dolusu modern silah ve askeri eğitim verdi. Amaç yanı başımızda kukla bir Kürt yönetimi kurmaktı. Herkesin ayrı bir hesabı var elbet. Militan Kürtlerin amacı Türkiye’nin bir parçasını koparıp almaktır.
Derken Rusya devreye girdi, sözde bize yakınlık gösterdi, ama PKK-PYD yapılanmasına o da kol kanat gerdi. Amacı Suriye’yi kontrolü altına almaktı ve bunu başardı. Bu arada İran mezhep gayretiyle bölgede hayli etkinlik sağladı.
SINIR GÜVENLİĞİ
Güney sınırımızın güvenliği için konjonktürden istifade ederek Barış Pınarı harekatıyla Suriye içinde bir güvenlik şeridi oluşturduk. Artık kimse elini kolunu sallayarak Suruç’ta bomba patlatmaya gelemiyor. Ama bunu bize çok görüyorlar. Bildiğim kadarıyla güvenli bölgeyi korumak için İdlib’teyiz. İdlib’te kaybedersek sıra güvenli bölgeye gelecek ve senelerdir katlandığımız onca masraf ve çalışma heba olacak.
Şehitlerimize ağlayacağız, rahmet dileyeceğiz. İnanıyoruz ki onlar cennette açılmış birer güldür. Millet biziz, devlet biziz. Biz güçlü olur ve yere sağlam basarsak devlet güçlüdür.
Ve en içten, en samimi şekilde dua edeceğiz. Ya Rab! Askerimizi koru ki zaferle dönsünler! Ya Rab! Tez zamanda celalini cemale tebdil eyle ki artık yüzümüz gülsün!
Bir yanıt bırakın