Hatıra ve nehir söyleşi kitapları okumayı severim. Şimdi bahsedeceğim kitabın ilk baskısı 2011’de çıkmış, maalesef yeni haberim oldu. Kapağında şunlar yazılı: “Ayşe Hümeyra Ökten, Dindar Bir Doktor Hanım. Söyleşi: Nevin Meriç” (Timaş yayını). Anlatmaya başlayalım:
Doktor Ayşe Hümeyra Hanım şehirli ve eğitimli bir aileden gelir. Babası Osmanlı Devletinin son dönemine yetişen Celaleddin Okten (1882-1961) meşhur Celal Hoca, İstanbul’da Darülfünun’unu (eski İstanbul Üniversitesi) Felsefe ve Edebiyat şubesini bitirdi.
Liselerde Arapça, daha sonra felsefe dersleri okuttu. Felsefeyi Fransızca kaynaklarından okumak için özel hoca tuttu ve Fransızca öğrendi. Durkheim, Auguste Comte, Kant’ı kitaplarını tercüme edip, İslam felsefesi ile karşılaştırmalarını yaptı. İmam-Hatip Okullarının açılması için büyük gayret gösterdi ve İstanbul İ.H. Okulu’nun ilk müdürü oldu. Burada değerli hocaların ders vermesini sağladı.
CELAL HOCA
1961 Eylülünde İstanbul Yüksek İslam Enstitüsüne kaydımı yaptırmak üzere bir grup arkadaşla Trenle Konya’dan İstanbul’a gidiyorduk. Birinci mevkide Nurettin Topçu ile karşılaştık. 60 ihtilalinden sonraki ilk seçimde Konya senatör adayı idi, seçilemedi, o da İstanbul’a dönüyordu. Epeyce konuştuk. İstanbul’da Celal Hoca var, onun derslerini iyi takip edin diye, bize tavsiyede bulundu. Celal Hoca yaşlıydı, birkaç ay dersimize girdikten sonra vefat etti.
Kızı Hümeyra Hanım’dan öğrendiğimize göre Celal Hoca tasavvufa da meyyaldi. Nurettin Dergahı şeyhi Fahrettin Efendiye’ye intisap etmişti. Dosdoğru bir adamdı. Bazen Ankara’dan öğrencilerle ilgili “iltimas yap” falan diye haber gelir; hak etmiyorsa asla yapmazdı. Bu yüzden lise hocalığı sırasında sık sık okul değiştirmeye mecbur kaldı.
Celal Hoca’nın iki kızı bir oğlu vardı, hepsine pozitif bilim dallarında yüksek tahsil yaptırdı. Arkadaşlarının muhalefet etmesine rağmen kızlarına üniversite öğretimi aldırdı. Çocukları hem pozitif bilimlerde ilerlemiş hem de tasavvufa meyyaldirler. Oğlu Prof. Sadettin Ökten, günümüzde irfan ve kültür sohbetleriyle dikkati çeker.
MEDİNE AŞKI
Ayşe Hümeyra Hanım 1925 doğumludur, halen sağdır ve 95 yaşındadır. Çalışkan ve zekidir, güçlü bir kişiliğe sahiptir, bütün öğrenim hayatında sınıf birincisi oldu. Cumhuriyetin ilk nesil okullu hanımlarındandır. İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdi, ardından Dahiliye ihtisası yaptı. İstanbul Çarşıkapı’da ve Soğanağa’daki işyerinde hastalara baktı.
Hümeyra Hanımın sıra dışı bir kimliği vardır. Hiç evlenmedi. Eskiden Diyanetin Hac organizasyonu yoktu. Hümeyra ilk defa Kızılay’ın hanım doktor görevlisi olarak Hacca gitti.
Onun dünyada bağlandığı tek sevgi Hz. Peygamber sevgisidir. Hayatının 50 küsur yılını İstanbul-Medine arasında, senede en az 2 defa gelip giderek geçirdi. Medine yolculukları şimdiki gibi kolay değildi. Bazen Necid çöllerini tır kamyonlarıyla geçti, Şam’da karda kışta gecenin bir vakti istasyonda tek başına tren bekledi.
Bütün insanlara bol bol sevgisini sundu. İstanbul ve Medine’de baktığı hastalara hep şefkat ve sevgiyle yaklaştı. Bu durum hastalara ayrı bir güven verdiği için daha kolay şifa buldular. Böylece pek çok dost edindi.
Your article helped me a lot, is there any more related content? Thanks!