Tanzimat’tan itibaren batılılaşma gayreti içinde olduk. Bu uğurda birçok düzenlemeler yapıldı. Bu çabalar Cumhuriyet’le birlikte son noktaya ulaştı.
Evvelce devletin modernleştirilmesi ile sınırlı kalan hareket, toplumun modernleşmesine dönüştü. Amaç kültürün yörüngelerini Batının kültür temellerine yaklaştırmaktı. Başta kılık kıyafet, alfabe, eğitim sistemi olmak üzere pek çok şey değişti.
Osmanlı Müslüman bir Doğu toplumu idi. Batı ise Hristiyan kültürüne sahipti.
Yapılan devrimlerle Batıya benzemek için ne kadar gayret edersek edelim Batı bizi kendinden saymadı. Hem bizim hem de Batı için sembolik değeri büyük olan Ayasofya 1934’te müzeye çevrildi. Amacın Batı kamuoyunda sempati toplamak olduğunu düşünüyorum.
HERKES KENDİ YOLUNA
Batılılaşma maceramızın 200 senelik bir geçmişi var. Bu konuda epey mesafe aldık. Birçok alanda en çok ilişkimiz Avrupa devletleriyledir. Yüzümüz daha çok Batı’ya dönüktür. Uzun yıllardır AB’ye dahil olmak arzusundayız. AK Parti iktidarı bu konuda büyük çaba gösterdi. Ama görüldü ki Avrupa bizi hep oyalıyor ve içine kabul etmek istemiyor. Bir doku uyuşmazlığı var.
Bu yüzden Batı’nın sempatisini kazanmak için müzeye çevrilen Ayasofya’nın tekrar camiye dönüşmesinin vakti gelmişti ve bu gerçekleşti. Ben olaya politik mülahazaların dışında bakmak istiyorum. Milletimizin büyük çoğunluğu bundan memnun ve vesile olanlara duacıdır.
FETİH CEMİYETİ
Bugün 70 yıllık bir geçmişe sahip olan İstanbul Fetih Cemiyeti 1950’de kuruldu.
İlk adı “İstanbul’un 500. ve Müteakip Fetih Yıllarını Kutlama Derneği”dir. Derneğin gayesi her yıl 29 Mayısta yapılacak İstanbul’un Fetih Kutlamalarına katılmak, eski eser ve abidelerimizin korunması ve restorasyonu, tarihimiz ve coğrafyamız ve tercihan İstanbul, İstanbul kültürü, Fatih Sultan Mehmed ve İstanbul’un fethiyle ilgili araştırmalar yapmaktı.
Bu cümleden olarak Dernek “Fethin 500. yıldönümü” vesilesi ile toplam 12 kitabe hazırladı. Bunlardan biri Uluabat Köyü’ne dikildi. Ötekiler, İstanbul’da fethin nirengi noktaları olan muhtelif yerlere konacaktı. Derneğin hazırlattığı bu mermer kitabeler yerlerine tespit edildi. Biri hariç.
Ayasofya için hazırlanmış olan bu kitabenin asılmasını görünmez eller engelledi. Ayasofya kitabesinde şunlar yazılıdır: “FATİH SULTAN MEHMED FETHİ MÜTEAKİP AYASOFYA’YI CAMİ’E TAHVİL ETMİŞDİR. İstanbul Fethi Derneği 1953″ Bu kitabe, yapılışından 57 yıl sonra merhum Haluk Dursun’un Müze Başkanlığı sırasında 2010 senesinde Ayasofya’nın türbeler tarafındaki duvara asıldı.
İstanbul Fetih Cemiyeti Ayasofya’nın tekrar CAMİ olması münasebeti ile bir basın bülteni yayımladı. Bültende şu dilekte bulunmaktadır: “Halen Ayasofya bahçesinde bulunan ve yukarıda metni kaydedilen kitabenin, daha iyi görülebilen bir yere yerleştirilmesi hususunda uğurlu bir himmet elini bekler, başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Danıştay üyeleri ve emeği geçen bütün zevata şükranlarımızı arz ederiz.”
Bir yanıt bırakın