Bilim ve iman

Prof. Dr. Orhan Terzioğlu Dokuz Eylül Ü. Tıp Fakültesi’enden emekli, alanı genetik ve tıbbi biyoloji.
Kendisi tipik bir Karadeniz insanı. Zeki, meraklı, araştırıcı, inançlı biri. Orhan Hoca kahkahası bol, neşeli bir insan.

Salgın dolayısıyla, 2 yıldır telefon dışında yüz yüze görüşemiyorduk. Nihayet geçen hafta oğlumla Orhan hocayı ziyaret ettik. Evi Sahilevleri semtinde. Bizi evinin önünde, ağaçlarla tamamen gölgelenmiş terasta karşıladı. Çok sevindi, mutlu oldu.
Bu son derece hareketli insan korona kısıtlaması sebebiyle iki yıldır eve mahkum olmaktan dolayı biraz olumsuz etkilenmiş.

Branşının da bir gereği olarak Orhan Bey pozitif bilimlere büyük ilgisi ve saygısı olan biri. Aynı zamanda sağlam inançlıdır.
Pozitif bilimle imanın alanını ayırır. Sohbet ederken bir ara söz bu konulara geldi.

TOHUMDAKİ GENETİK PROGRAM
Bahçede nar ağacı çiçek açmış.
Başka süs bitkileri de çiçekle donanmış.
O harikulade narçiçeği kırmızısı ve öteki çiçekler bir renk cümbüşü oluşturmuş.

Orhan Terzioğlu izah etti: Bakın, toprak aynı toprak. Fakat toprağa ekilen tohumların her birinin genetik programları farklıdır. İşte bu programa göre farklı bitkiler ve renk renk çiçekler oluşur.

Bir ara sordum: “marifet toprakta mı, yoksa tohumlardaki genetik programda mı?” Cevap olarak toprak ve tohumun ikisinde birden olduğunu söyledi.

Orhan Bey devam etti: Tabiatta harika bir düzen mevcut; envai çeşit bitki, meyve bu düzen çerçevesinde varlığını sürdürüyor. Ben bütün bunların arka planında bir ilahi gücün varlığına inanırım. Benim ateist arkadaşlarım var; onlara pozitif bilimle ispat edemesem de Allah’ın varlığına inandığımı söylerim.
Bu imanımdan dolayı da çok mutluyum.

ÜLKEME ŞÜKÜR BORCU
Geçmişte yaptığım bir söyleşide anlatmıştı: Yıllık izinlerini tamamen kültür gezilerde geçirirdi. Anadolu’nun her yerini dolaşmış. Asya ülkeleri, Hindistan, Türk Cumhuriyetleri, Uzak Doğu, Japonya, Mısır, Kuzey Afrika, Balkanlar, Kuzey Amerika ve bütün Avrupa.

O, gezdiği yerleri, izlenimlerini, fotoğraf ve video çekimiyle kalıcı hale getirmiş.
Seyahat sonraları meraklılarıyla paylaşmış.
Diyor ki: “Bütün bunların sonucu öğrendiğim şu: Sevmekten başka değer, birlikten başka hiçbir gerçek yoktur.” O. Terzioğlu İzmir ve Ege şehirlerinde fotoğraf sergileri, söyleşiler ve konferans konuşmaları yapmaktan büyük zevk alır, çağrılan her yere giderdi. Şöyle diyor:

“Gezip dolaşırken Yunus’un “Yaradılmışı severiz, Yaradan’dan ötürü” sözleri daha iyi anlaşılıyor. Bu düşünceyle bir Hindu, Bir Yahudi veya ateistle rahatça konuşup iletişim kurabiliyorsunuz.
Ben şu genetiği çalışırken bir çocuğa, bir insana faydamız olur; böylece ülkemin bana verdiği maaşı daha iyi hak ederim, diye düşünürüm.
Bu tür duyguların yoğun olduğu çalışmalarımız, bu şekilde verdiğim tezler daha iyi sonuçlar veriyor.”

Açtığı sergileri ve konferansların arka planını şöyle açıklıyor:

“-Bir yere gidince dönüşte gördüklerimi paylaşmak istiyorum. Ben yetiştim, ülkem bana bu imkanları sağladı. Daha ne yapmalıyım da bu borcumu ödeyeyim? Şükür ki bu borç bitmiyor. Bir sergi açıyorsunuz, bir öğrenci gelip bir şey soruyor, bir süre sonra o da benzeri bir çalışma yapıp getirince benim için yıldızlı ödül oluyor.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.