Çocukluğum Konya’da geçti. Yüksek tahsil için 1961’de ayrıldığım bu şehir, son yıllarda büyük gelişme gösterdi. Ama her alanda değil. Mesela İzmir-Konya arasında doğrudan uçak seferi yok. Bir ara konmuştu, fakat yeterli talep olmayınca kaldırıldı. Uçakla Konya’ya İstanbul aktarmalı olarak gidilebiliyor, o da zaman kaybı demek.
Bir akraba düğününe katılmak için geçen hafta sonu otobüsle Konya’ya gittim. Kara yolları düzgün ve bakımlı. Fakat Afyon-Konya arası bir türlü tamamlanamadı. Çift yol inşaatı ne hikmetse hala bitmedi. Yer yer trafik tek şeride düşüyor.
Konya her geçen yıl hızla değişiyor ve gelişiyor. Geniş çevre yolları açılmış. Yeni yapılan yol ve caddelerin kenarlarında yeşil alanlar var. Bakımlı, rengarenk çiçeklerle dolu. Gül mevsimi Konya’da haziranda da devam ediyor. Kilometrelerce uzanan bisiklet yolu yapılmış. Çocukluğumdan tanıdığım şehrin kenar semtlerine imar gelmiş. Modern konutlar ve çeşitli eğitim kurumları yapılmış, Şimdiki adı Karatay ilçesi.
Selçuklu ilçesi ve Belediyesi tamamen yeni ve modern bir yerleşim birimi. Onun için şehir planlaması düzgün. Geniş caddeleri var. En çok dikkatimi çeken parklar oldu. Yeni semtler itibariyle Konya park zengini bir şehir olmuş. Parklar şehre hayat veren, nefes aldıran mekanlar. İnsanlara bir özgüven ve mutluluk veriyor, şehri daha çok sevdiriyor.
DÜĞÜN PİLAVI
Konya’nın geleneksel pilavlı düğünleri eskiden sokak aralarında olurdu. Düğün evinin önüne büyük tahta siniler konur, davetliler yemeklerini yerdi. “Pilav dökmek”, yemekli düğün yapmak demektir. Gelişme ve refahın etkisi düğünlerde de görülüyor. Çevre yolları üzerinde büyük lokantalar açılmış. Çoğunun geniş kapalı ve açık mekanları mevcut. Ortaya yakın ve ortanın üstünde gelir grubuna dahil olanlar düğünlerini buralarda yapıyorlar.
Konya’nın çoğunluğu muhafazakar ailelerdir. Kadınlar ayrı, erkekler ayrı kısımlarda yemek yerler. 10-12 kişilik yuvarlak masalara yerleşilir. Aynı kaptan yendiği için servis hizmetleri sür’atlidir. Zaten ekip tecrübeli, her Pazar bu işi tekrarlar. Bu şehirde yemekli düğünler mutlaka pazar günleri yapılır. O bakımdan tesislerde yer bulmak zor olur, çok önceden randevu almak gerekir.
Düğün yemeklerinin menüsü değişmez. Önce kıvamlı yoğurt çorbası ardından pirinç pilavı gelir, üzerinde bol kavurma bulunur Az sonra irmik helvası ve etli kuru bamya çorbası… Konya’ya mahsus, sıcak servis edilen bol ekşili bamya çorbası, kavurmalı pilavdan sonra yeniden iştah açar. Sonra tekrar etli pilav, yanında zerde ve hoşaf. Zerde soğuktur ve kavurmanın ağırlığını gideren hafif bir tatlıdır. Düğün yemeği çala kaşık, iştahla ve çabuk yenir, dua edilip kalkılır. Sırada bekleyen varsa sofraya hemen bir başka grup oturur.
Yanda çay ocağı var, hızlı çalışıyor, nikah törenine kadar isteyen çaylarını yudumlar. Resmi nikah, ardından dini nikah, nihayet buradaki tören biter. Akşama evde güveyi katma töreni olacaktır.
Bir yanıt bırakın