İzmir Türk Kültür ve Sanat Derneği’nde Ahmet Şerif İzgören’i dinledim. Kendisini önce kitaplarıyla tanımıştım. Bilgilendirici, öğretici, sarsıcı ve oldukça eğlenceli, kolay okunan bir yazı dili var. Dozunda ve seviyeli esprileriyle okunmayı daha da rahatlatıyor. Yazdıkları kişisel gelişim kategorisine girebilirse de İzgören bu tür çeviri kitaplara itibar etmez ve onlarla ince ince dalga geçer. “Hıdır Kişisel Gelişiyor” onun kitaplarından birinin adı.
Bir başka kitabının ismi “Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır.” Bu kadar uzun ve saçma bir kitap adı olur mu diyebilirsiniz. Şerif İzgören oldurmuş ve bu kitap şimdiye kadar 1 milyondan fazla satmış. Öyle alaka görmüş ki aynı isimle ikincisi bile çıktı. İzgören’in 35 tane kitabı var.
A. Şerif İzgören (d. 1965, İzmir) Kuleli Askeri Lisesi ve Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili mezunu. İyi yetişmiş, milletini seven; ahlakın, erdemin, milli ve insani değerlerin önemine inanmış, bunları yaygınlaştırmak adına kendini eğitim öğretime adamış idealist bir insan. Alçak gönüllü, o nispette özgüven sahibi, esprili, güzel konuşan işinde ve kariyerinde son derece başarılı biri. Büyük firmalara danışmanlık hizmeti verir, fakat seçici. İcabında bir köy ilkokuluna konuşmak için gider, hiçbir ücret almaz; ama çok gelirli bir konuşmayı reddeder. Sahnede veya televizyonda stand-up yapsa milyonlar kazanır, fakat o bu işlere itibar etmez.
ÇİFTLİK KURDU
İzgören kendine yetecek kadar para kazandıktan sonra çetin bir işe girişti. Baba memleketi olan Manisa’nın Demirci ilçesinde ot bitmez, işe yaramaz diye bakılan bir arazi parçası aldı ve ona inanan bir grup insanla 2013 yılında Kara Oklar Ekolojik Hayat Çiftliği‘ni kurdu. Başta ona herkes burada bu iş olmaz, dediler. Ama o yılmadı, direndi ve başardı. Ama ne mücadeleler, ne fedakarlıklar pahasına.
Çiftlikte 1700’ü aşkın genç eğitimlerden geçirildi. Çiftlik içinde bir kültür merkezi, Kadın Girişimciliği müzesi açıldı. Eğitimler sonrası bölgede organik tarım yapan çiftçi sayısı sıfırken şu an 330’u geçti ve badem ağacı sayısı dokuz kat arttı; Çiftlik bölgesel bir kalkınma projesine dönüştü. Yetiştirilen sertifikalı organik sebze ve meyveler, salça, bilhassa 15.332 adet ağaçtan elde edilen yumuşak kabuklu badem ve iç badem satışa sunulmaktadır. Çiftlik hakkında daha geniş bilgi için bkz. (karaoklar.com).
DEĞERLER VE İLKELER
Çiftliğin değerleri: Dürüstlük, iş kalitesi, girişimcilik, yurt sevgisi ve saygı. İlkeleri: -Üretim sürecinde toprağa ve insana zararlı olmamak. -Parayı, markayı, imajı ve karlılığı değil; doğayı, sağlığı, saygıyı ve insanlığı tercih etmek. -Yerel bilgi ile teknik bilgiyi harmanlamak. -Çevre köylerden başlayarak üreticilere ve çocuklara sağlıklı üretim eğitimleri vermek, – GDO’lu tohum değil ata mirası organik tohum kullanmak ve bu tohumları üretip paylaşarak yok olmasına engel olmak. Bunlar iş olsun diye ve kağıt üstünde kalmak üzere yazılmamış bilfiil uygulanmasına özen gösterilmektedir.
BÜROKRASİ HAZRETLERİ
Bu tür kuruluşlara Avrupa Birliği destek veriyor. Karaoklar oraya başvurur. Bizde sistem şöyle: Demirci’de üretim tesisi kurmak için Manisa’dan 16 tane kuruluştan uzman getirtip onay almanız gerekiyor. I6 kurumu ayrı ayrı Demirci’ye getirtir ve gerekli belgeleri alırlar. Sonunda AB’den alınacak hatırı sayılır bir para ve itibar söz konusu. En sonunda Manisa bu işi kabul etmez. “Sizin burası tarım arazisi değil” derler. Ve AB’nin vereceği para geri gider.
Rahmetli Özal ülkemizdeki bürokrasi ve kırtasiyeyi azaltmak için uğraşmıştı. Demek ki yapılacak daha çok iş var.