İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun iyi bir geleneği var: Senede birkaç defa Türkiye’de ün yapmış musiki üstadlarından birini koro şefi olarak davet eder.
19 Aralık günü koroyu Ahemet Hatiboğlu yönetti. Bu köşede evvelce ‘Ahmet Hatiboğlu Beste Külliyatı’ndan söz ettim.
Ahmet Hatiboğlu 80 yaşını doldurmuş durumda. Haliyle bu yaşın verdiği bir dinginlik görüntüsüne sahip. Hareketleri yılların verdiği bir sakinlik ve ölçüye sahip.
Ama onu bir de koroyu yönetirken göreceksiniz. O ağır, sakin insan gidiyor, yerine sanki bir delikanlı geliyor.
Şefliği sırasında zarif el ve kol hareketleri büyüleyici. Yer yer bütün vücudunu kullanıyor. Bu sırada bedeni değişik inhinalar gösteriyor. O yaşta vücut dilini bu kadar etkili biçimde kullanan az bulunur. İcra edilen parçayla maddi-manevi bütün varlığıyla bütünleşiyor.
Sunulan eserlerin iniş çıkışına, yükselip alçalmasına göre hareketleri şekilleniyor. Şef Hatiboğlu duygularını, melodinin akışına göre, koroya sanki olduğu gibi yansıtıyor. Onları kendi havasına sokuyor ve sonunda iyi bir icra çıkıyor.
Böylesine bir konsantrasyon, müziğe odaklanma, adeta her bir notayla bütünleşme, hayranlık duyulacak bir şey. Anlaşılan o ki A. Hatiboğlu musiki ile hayat buluyor, musiki ile genç kalıyor.
HATIRALARI ÇIKACAK
Kendisiyle ayak üstü konuştum. Her zamanki mütevazılığı üzerindeydi. ‘Hatıralar’ını yazmakta olduğunu biliyordum. Ne durumda olduğunu sordum. Bitirmiş, son okumaları yapılıyormuş. İnşallah yakında basılır. Orada Türk musikisinin son 70 yıllık acı tatlı macerasını bulacağız.
İyi bir tasavvuf müziği konseri dinledik. Eskiden yeniye doğru zevkli parçalar icra edildi. Kendi bestelerinden 7 eser vardı. Hatiboğlu’nun besteleri,, musikimize büyük bir yenilik ve canlılık kattı. Seçtiği güfteler anlamlı ve seviyeli. Özellikle zikir ilahileri, dinleyiciyi kanatlandırır, öteler alemine alıp götürür.
Hatiboğlu, Fatih Koca ile birlikte gelmiş. Onun aralarda okuduğu kasideler konsere renk kattı. ‘Tecella-yı cemalinden Habibim nevbahar ateş/ Gül ateş, bülbül ateş, sümbül ateş, hak ü har ateş’ derken aynı yakıcılığı hissettirdi.
Korodan, segah temcid ve salat-ı ümmiyeden sonra Akif’in mısraları üzerine bir Sadettin Kaynak mersiyesi dinledik: ‘Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker/ Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer’
Divane Mehmed Çelebi’nin harikulade sözleriyle A. Hatiboğlu’nun hüzzam ilahisi: ‘Bihamdillah ki bi-nam u nişanız adımız yoktur/ Gönüldendir şikayet kimseden feryadımız yoktur’
Tekin Uğurel’in neva ilahisi: ‘Mekteb-i irfana gidip / Ayet-i Kur’an okuruz / İlm-i ledün vakıfıyız / Nüsha-i insan okuruz’
Hatiboğlu’nun gerdaniye mersiyesi: ‘Can ü baştan geçmişiz biz Şah Hüseyn’in aşkına/ Kerbela-yı deşt-i gamda can verenler aşkına’
Bu güzel musiki akşamını yaşattığı için İzmir Devlet Korosu’na teşekkürler. A. Hatiboğlu’na daha nice sağlıklı yıllar dilerim.
Bir yanıt bırakın