Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün güzel geleneği devam ediyor. “İzmir’de Musiki Günleri”nin 48’incisi 24 Aralık’ta Sabancı Kültür Merkezi’nde yapıldı. Mevlana’yı Anma Gecesi’ne başta Rektör ve yardımcıları, geniş bir katılım oldu.
İlk bölümde R. Tekin Uğurel’i dinledik. Kendisi Kütahya Mevlana Araştırma Kültür ve Sanat Derneği (KÜMAKSAD) başkanıdır.
T. Uğurel çok cepheli biridir. İstanbul’da 15 yıl gazetecilik yaptı. Çeşitli konularda basılmış 7 kitabı vardır. Tiyatro çalıştı, Meddah, Karagöz ve Ortaoyunu ile fiilen ilgilendi.
Musiki ile daha içli dışlıdır. Ressam Ahmet Yakuboğlu’nun ney öğrencisidir. Kubbealtı’nın musiki çalışmalarına katıldı.
1980’den sonra memleketi Kütahya’da yazı, musıki, kültür ve sanat faaliyetlerine aralıksız devam etti. Radyo ve tv programları yaptı. Kütahya Tasavvuf Musıkisi korosunu kurdu. Çoğu ilahi formunda yüzden fazla eser besteledi. Ahmet Yesevi’nin Divan-ı Hikmeti’nden seçtiği güftelerle bir zikir ilahileri takımı yaptı. Samiha Ayverdi’nin Hancı kitabından kırk kadar mensur şiiri besteledi.
NELER SÖYLEDİ
Tekin Uğurel Mevlana’nın düşüncelerinden söz etti. Dostluğa, insanlar arasında sevgiye her zaman ihtiyacımız var. Öyle diyor Mevlana:
“Düşmanını sev-meni, düşmanının da seni sevmesini istersen kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle; o düşman senin dostun olur. Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi dilden gönüle yol vardır.”
Aynı güzellikte bir başka öğüt: “Eğer cennete girmek istiyorsan herkesle dost ol, yüreğinde kimseye kin tutma. Bir kimseyi düşmanlıkla anarsan daima üzüntü içinde olursun. İşte bu cehennemin ta kendisidir. Dostlarını andığın vakit içinin bahçesi çiçeklenir, gül ve fesleğenlerle dolar. Düşmanlarını andığın vakit dikenler ve yılanlarla dolar, canın sıkılır.”
Büyük şair Şeyh Galib aynı zamanda Galata Mevlevihanesi şeyhidir. 3. Selim de Mevlevidir. T. Uğurel şu anekdotu anlattı:
Bir gün 3. Selim başını Şeyh Galib’in dizine koyar ve “Bana Mevlana’yı anlatın” der. Ş. Galip padişahın saçlarını okşayarak cevap verir: “Mevlana öyle bir sultandır ki, bir sultanı kulunun dizine yatırır.”
KORO VE AYİN
İkinci bölümde Alsancak Musiki Derneği Korosu’nu dinledik. Şef İsmail Devrim yönetiminde çoğu Yunus ilahilerinden oluşan eserler sunuldu.
Üçüncü bölümde Acemaşiran ayini icra edildi. Na’athan, Hisar camii müezzini M. Emin Ayaz idi. Bestesi Itri’ye ait olan bu vakur ve mehabetli eseri hakkıyla seslendirdi.
Çoğu İzmir Devlet Korosu’ndan saz ve ses sanatçıları ayini çalıp okudular. Pırıl pırıl tennureli semazenlerin dönüşü gözleri ve gönülleri doyurdu.
Postnişin olarak Konya’dan gelen Muhterem Mustafa Holat’ın varlığı, sonundaki dua ve gülbankleri, ayine ayrı bir ruhaniyet kattı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü ve danışman İhsan Çelikdemir ile Alsancak Musıki Derneği’ne teşekkürler.
Bir yanıt bırakın