Bir çocuk ipek böceği kozalarını topluyor ve vakti gelince, kurtçukların kozalardan nasıl çıktığını hayret ve ilgi ile izliyordu. Kurtçuk kozanın tepesinden küçük bir delik açıyor, ama delik onun rahatça çıkmasına müsait değil. Kurtçuğun kozadan çıkarken sarf ettiği gayret ve çırpınma karşısında içinde bir acıma hissi gelişti. Bir gün, bu böceklerin bir tanesinin kozadan çıkmasını güçleştiren ipeği makasla kesti. Fakat sonuç şaşırtıcıydı; çok geçmeden böcek öldü.
Babası bu hadise üzerine oğluna şu hayat dersini verdi:
“Oğlum, bu böcek kozasından dışarı çıkarken sarf ettiği gayret neticesinde, vücudundan kaygan bir sıvı salgılıyor. O sıvı hayvanın kozadan çıkmasını kolaylaştırdığı gibi kanatları da besleyip canlandırıyor. Bu sayede kurtçuk kelebek olup uçabiliyor. Aynı zamanda da, bu çırpınışlar sayesinde ileride kendisi için çok gerekli olan kasları güçlenir.
İnsanlar da daha güçlü, daha dayanıklı ve daha iradeli olmak ve istediklerini yapabilmek için önlerine çıkan zorluklarla mücadele ederek olgunlaşır, gelişir ve güçlenirler. Eğer insanlar, arzularına kolayca ulaşırkarakterleri zayıflar, adeta içlerinde bir şeyin ölmüş olduğunu hissederler. (Avucunuzdaki Kelebek’ten)
ÜÇ BALIK
Benzer bir Mesnevi hikayesi: Bir gölde üç balık yaşıyordu. Bir gün buraya insangeldi balıkları görünce: “Gidip ağları getirelim bu balıkları yakalayalım,” diyerek uzaklaştılar.
Bunu balıklar fark edince en akıllıları hiç zaman geçirmeden denize doğru yola çıktı diğer ikisi arkasından bakıp onunla alay ettiler:
-Hey akılsız, sen yarı yola varmadan ölür gidersin bu işten vazgeç, dediler. Fakat akıllı balık onları dinlemedi yoçıktı bin bir meşakkatten, zorlu bir yolculuktan sonra denize vararak kurtuldu. Derken balıkçılar ağları alıp geldiler o iki balığın peşine düştüler. İkinci balık düşünü:
“Eğer ölü taklidi yaparsam belki kurtulurum” dedi kendi kendine. Karnını yukarı kaldırarak sırt üstü suyun üstünde yatı, hiç kıpırdamıyordu. Balıkçılar onu görünce ah vah ettiler, “Ne güzel balık ne yazık ki ölmüş,” diyerek tuonu bir kenara fırlattılar. O balık da sessizce suya dalarak tenha bir yere gidip gizlendi.
Balıkçılar üçüncü balığın peşine düştüler onu yakaladılar ve ateş üstünde kızarttılar. O akıllı balığa uyarak denize varmayı göze alamadığı için bin pişman oldu fanafile, iş işten geçmişti.
Başarmak için azimli, iradeli ve kararlı olmak gerekir. Hikayedeki akıllı balık azmetti gayret etti ve kurtuldu. Mesnevi’nin diliyle: “Göğsünü ayak yaptı da yola düştü, o tehlikeli yerden nur denizine kadar yürüdü, denize ulaştı.”
Mevlana başka bir örnekle bu gibi durumlarda nasıl çaba gösterilmesi gerektiğini vurgular: “Ardına köpek düşen ceylan, hayatından bir damar bile kalsa koşar ya, işte o balık da onun gibi koşarcasına yüzmekteydi. Arkada köpek kovalarken tavşan uykusuna dalmak hatadır. O balık, sonunda kendini uçsuz bucaksız denize attı ve kurtuldu.”
Bir yanıt bırakın