Seçim günlerindeyiz. Bu bir yerel seçim, belediye başkanlarını seçeceğiz. Ama hem iktidar hem de muhalefet partileri nedense, olaya genel seçim havası verdiler. Bu seçime, olması gerekenden çok fazla anlam yüklediler. Bu yüzden liderlerin propaganda konuşmaları sert geçiyor.
Bereket bu sertlik, meydanlarda ve ekranlarda kalıyor. Halkın büyük çoğunluğu işinde gücünde. Seçim nutuklarına kendimizi kaptırırsak, öfkeli ve gergin insanlar olduğumuz düşünülebilir.
Ben konuya başka bir açıdan bakıyorum. Ne mutlu ki serbest seçimlerle yöneticilerimizi seçebiliyor, değiştirebiliyoruz. İçinde bulunduğumuz günlerde ülke çapında bir hareketlilik, bir dinamizm yaşanıyor.
Sokaklardan her saat çeşitli partilerin propaganda araçları geçiyor. Genellikle seçim müzikleri çalıyorlar. Volüm biraz yüksek ise de demokrasi için değer.
Oldukça hoş melodiler seçilmiş. Müzik adamlarımız bu konuda uzmanlaşmışlar. Çok duyulan, bilinen parçalara uygun sözler yazmışlar.
Bir seçim ekonomisi var. Binlerce, on binlerce afiş, flama, pankart hazırlanmış. Kağıdı, naylonu, baskısı, mürekkebiyle önemli bir iş alanı. Bir ay boyunca bu sektör harıl harıl çalışıyor. Bütün bunlar iş demek, ekmek demek.
Seçim heyecanı ve coşkusunu küçümsememeliyiz. Demokrasi ve bunun gereği olan seçim bir nimettir. Partilere hareket gelir, proje üretirler. Halkın ihtiyaçlarını tespit edip çare sunarlar. Vatandaşta bir ümit doğar. Birey olduğunu, oyuyla bir ölçüde yönetime katkıda bulunduğunu fark eder. Kendine güveni artar.
İZMİRLİ TOLERANSI
Hafta başında günlük yürüyüşümü yapıyordum. Balçova Sakarya caddesinden sesler geliyordu. Merak ettim, gidip baktım. Caddede bir sokağın başına platform kurulmuş. Güçlü ses cihazlarıyla seçim müzikleri yayınlanıyor. Arada propaganda cümleleri söyleniyor.
Ak Parti’nin seçim bürosu açılışı ve Büyükşehir Başkan adayı Binali Yıldırım’ın seçim konuşması için yapılan bir etkinlik. Sakarya Caddesinde çoğu parti geçici büro açtı.
Hem yürüdüm hem gözlem yaptım. Caddenin devamlı akan bir trafiği var. Toplantı dolayısıyla kısa aksamalar oluyorsa da araç geçişi devam ediyor.
İşin hoş tarafı şu: Caddeden ve platformun önünden ara ara bütün partilerin araçları geçti: CHP, MHP, DSP. Hepsi de yüksek sesle kendi müziğini yayımlamaya devam etti. Kimsede ne bir müdahale, ne bağırıp çağırma görülmedi. Eminim öteki partilerin toplantılarında da aynı şey olmuştur.
Bir ara bazılarının yukarılara bakıp tebessüm ettiklerini gördüm. Başımı kaldırıp baktım. Platformun yanındaki binanın son katlarından birinde, bayanlar CHP flaması sallıyorlar. Aşağıda AKP mitingi, yukarıda nispet olsun diye sallanan CHP flaması. Hiç kimse kızmıyor, görenler gülerek bakıyorlar.
Doğrusu bu olgunluk hoşuma gitti. Kavga yok, bağırıp çağırmak yok. Buna biraz da İzmirli toleransı ve olgunluğu diyebiliriz. Bu şehrin genlerinde var bu. İzmir eskiden beri demokrasinin beşiğidir.
Bir yanıt bırakın