Soma faciası içimizi yaktı. Rahmet ve sabırlar diliyorum. Her şeye rağmen sabır ve metanet. Acılarla da olsa hayat devam edecek.
İçinde bulunduğumuz günler Hemşirelik Haftası. TH Derneği ve Dokuz Eylül Ü. Hemşirelik Fakültesi zengin bir program hazırlamış. Pazartesi günü, açılış töreninden sonra Ahmet İnam bir konferans verdi: İnsan Gibi Yaşamak. Prof. A.İnam ülkemizin önemli felsefecilerinden biri. ODTÜ Elektrik Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi’nde felsefe doktorası yapmış. Geçer akçe olan elektrik mühendisliğini bırakıp felsefeye yönelmiş. Yani bu işin sevdalılarından.
Ahmet İnam zeki, akıllı bir insan. Fildişi kulesinde sadece felsefe nazariyatıyla uğraşmıyor. Yazıyor, anlatıyor, televizyon programları yapıyor. Çağrılırsa konferanslara gidiyor.
Hitabeti ve Türkçesi etkili ve başarılı, irticalen konuşuyor. Teorik konuları dinletmesini biliyor. Sözlerine vurgularla ve ses tonuyla ruh veriyor, canından can katıyor.
Sabancı Kültür’deki konferansı soru-cevap dahil bir saat sürdü. İlgiyle dinlendi. “Felsefeyle hemşirelik arasında yakınlık var” diye söze başladı: “Felsefe bir ruh bakımıdır, hemşirelik de öyle. Hem beden hem ruh bakımıdır.”
İnsan güçlüdür
A. İnam’ın konuşmasından bazı notlar: Bu hayata borcumuz var. Oysa çoğumuz alacaklı gibi davranırız. Hak ettiğim yere gelemiyorum, bana haksızlık yapılıyor deriz. Felekten şikayet ederiz, “Herkese kavun, bana kelek” deriz.
Hak için önce sorumluluk söz konusudur. Borcumuzu ödemek için çok şey yapabiliriz. Ama tembellikten dolayı yapmıyoruz. Böylece insan olma özelliğimiz kayboluyor.
Hepimizin bir canı var. Hemşire olmak bir can dostu olmaktır. Canla hem ruhu hem bedeni kastediyorum. Öncelikle kendi canımın gelişmesini sağlamalıyım ki, insanlara canımdan bir şeyler verebileyim. Can azizdir.
Kolaycılığa, tembelliğe kaçmamalıyız. Hayat imkanlar ve mucizelerle doludur. Mucizenin varlığına inanırsanız onunla karşılaşırsınız. Elbette nedensellik, sebep-sonuç ilişkisi geçerlidir. Ama olup bitenlerin tamamının bilgisine sahip değiliz. Bu bilgiye belki de hiçbir zaman ulaşamayacağız.
İnsan edilgen varlık değildir, olup bitene bir ölçüde müdahale edebilir. İnancıyla, niyetiyle, tavrıyla birçok şeyi gerçekleştirebilir. Güçlü bir varlık insan. Değerleriyle yaşayan bir varlık.
Batıyor değiliz
A. İnam bu köşede sık sık dile getirdiğimiz “iyimserlik ruhu”ndan söz etti: Birçok bedensel ve ruhsal görünümlü rahatsızlığın arkasında manevi eksiklerimiz vardır. Örnek: Zaten bende talih yok ki, bardağın yarısı boş. Ne zaman önüme bir bardak konsa yarısı boş oluyor. Oysa başka açıdan bakarsak bardağın yarısı doludur.
Ankara’da bizim entellektüel, akademik çevrelerde bir takım hocalar var. “Türkiye batıyor, mahvoluyoruz” derler. Kötümserler. “Batmıyor hocam, batmaz.” Üzülmek için bahane arayanlar çok. Birisi vardı, “Hay Allah, bir şeye üzülüyordum, ama neye üzüldüğümü unuttum” derdi. Aslında bizim kültürümüzde melankoli yoktur.
Bir yanıt bırakın