Yarın 30 Ağustos Zafer Bayramı, bugünden kutluyorum.
Sevr Antlaşması ile Osmanlı toprakları parçalanmak istendi. Avrupalı güçlerin teşviki ile Yunan askeri 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etti ve hızla ilerlemeye başladı.
Uzun süren savaşlardan yenik çıkmıştık. Her yerde yokluk ve sefalet hakimdi. Çok ağır şartlar altında yedi düvele karşı mücadele vermeye başladık.
Maddi yokluğa karşı sağlam bir dayanağımız vardı: İman dolu göğsümüz, vatan sevgimiz ve sarsılmaz inancımız.
Komutanlarımız bu özellikleri bilen ve bunlara inanan kimselerdi. Zorlu bir mücadelenin ardından son vatan toprağımızı kurtardık.
23 Ağustos 1921’de başlayan Sakarya Meydan Muharebesi zaferle sonuçlandı. Kurtuluş Savaşımızda bu zafer moral kaynağı oldu. Bu sebeple Mustafa Kemal’e “Gazi” ve “Müşir” (Mareşal) ünvanı verildi. Tarih: 19 Eylül 1921.
GAZİLİK NE DEMEK
M. Kemal’e Gazilik ve Mareşallik ünvanı vermek üzere TBMM başkanlığına ortak bir önerge sunuldu. Önerge günümüz diliyle şöyledir:
“Allah’ın beğeneceği bir gayretle vatanın kurtarıcısı ve son zaferin sahibi muhterem reisimiz M. Kemal Paşa Hazretlerine milletin şükran belirtisi olmak üzere layık oldukları gazilik ünvanının verilmesi ve mareşallik rütbesinin tevcihini ve aşağıdaki kanun teklifinin kabulünü arz ve teklif ederiz.”
Mareşallik askeri, gazilik dini bir rütbedir. Kubbealtı Lugatı “gazi” kelimesini şöyle açıklar. “Gaza eden, İslam dini ve vatanı uğruna elde silah düşmanla savaşan, gazadan şehit olmadan dönen kimse.”
Mustafa Kemal Paşa, bunu hak etmişti. Sakarya zaferiyle, 1071’den beri 850 yıldır Türklüğü ve Müslümanlığı dünya yüzünden silmeye çalışan haçlı zihniyetli Hristiyan Avrupa’yı yenmişti. İslam’a ve İslam dünyasına bundan büyük hizmet ve himmet olabilir miydi?
TBMM’nin bir sonraki oturumunda M. Kemal kısa bir teşekkür konuşması yaptı. Kazanılan başarının asıl sahibinin Meclis ve ordumuz olduğunu belirtti. O sırada Bolu mebusu Tunalı Hilmi şöyle dedi: “Paşa Hazretleri, vaktiyle söylenmiş bir söz bugün bu çatı altında çınlıyor:
“Bir gaza ettin ki hoşnut eyledin Peygamber’i” (TBMM Zabıt Ceridesi 79. ictima)
KESİN ZAFER
Bundan tam bir yıl sonra kesin zafer kazanılacaktır. Son büyük hamle 26 Ağustos 1922’de başladı. 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da M. Kemal’in başkumandanlığında zaferle sonuçlandı. Tarihler bunu Başkumandanlık Meydan Muharebesi diye yazdı. Zaferlerin şiirler ile taçlanması güzeldir:
26 Ağustos, gece sabaha karşı/ Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı.
Akdeniz, ayakları altında ordumuzun/ Mavi bir atlas gibi serilmişti upuzun.
Çekti Kadifekale albayrağını yine/ Güzel İzmir büründü yine eski rengine.
Bir yanıt bırakın