Kurban bayramınız mübarek olsun.
Allah’a yakınlık elde etmek niyetiyle belli özelliklere sahip hayvanın ibadet maksadıyla kesilmesine kurban denir. Gerek eti için ve gerekse kurban için olsun, her iki halde de koyun kesilmektedir. Yalnız bunlardan birini diğerinden daha üstün kılan şey, kesilişlerindeki gayedir. Kurban olarak kesilen hayvanın ayrı bir kutsallığı vardır.
Kurbanın eti, derisi, yoksullara yardım olması ikinci derecede gelir. Kur’an’da kurbanların “ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız, yani dini duyarlılığınız O’na ulaşır” buyurulur (Hac, 22/37). Zaten “kurban” kelimesi “kurb” yani “yakınlık” kökünden gelir. Manen Allah’a yakınlaşmayı hedefler.
Şehitler için gelen şu ayet meşhurdur: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanma; hayır, onlar diridirler” (Al-i Imran, 3/169)
Kenan Rifai bu ayete daha geniş bir yorum getirir: Bu yalnız insanlar için değil diğer canlılar için de böyledir. Mesela bir hayvan dini kurallara uygun olarak kesilip kurban edilince onun etinden insanlar faydalanır. Böylelikle hayvanın eti insana besin olur ve onun bedeninde yaşamaya devam eder. İnsan değerlidir. Kainatta her zerre insana bir şekilde ulaşmak ister. Kurban edilen hayvan, insan varlığında daha üstün bir seviyeye ulaşmış olur.
Aslında en büyük kurban kulun kendisini, yani nefsini Allah yolunda feda etmesidir. Bu da bencillikten, kibirden, gururdan, çekememezlik ve kıskançlıktan uzaklaşmak ve bunların yerine iyi huyları koymakla olur. Her bayramda kestiğimiz kurbanlık hayvanı, nefsin simgesi olarak görmeliyiz. Arafat’ta kurbanını boğazlatan hacı adayı da aslında nefsini, yani aşırı istek ve ihtiraslarını, kötü huylarını boğazladığının şuurunda olmalıdır.
Kurban kesmenin metafizik yönüyle ilgili şöyle bir görüş de vardır: Bazı psikanalistlere göre, insanın içinde, bir öldürme ve kan dökme içgüdüsü bulunur. Kimi yerlerde vahşi müsabakalar yapılır. Boğa güreşleri, horoz dövüşleri ve canlı hedeflere atış gibi. Seyirciler, hayvanlara çektirilen eziyetten adeta zevk alırlar. Kurban kesmek suretiyle bu içgüdü zararsız bir şekilde dengelenir. Kurbanla insanın kan dökme isteği, meşru bir yolla karşılık bulur. Belki de insan kanı akıtmak yerine hayvan kanı akıtarak, insandaki olumsuz bir içgüdü törpülenir.
Şu da var, kurban kişinin merhamet ve şefkatinin gelişmesine yol açabilir. Kurban kesmek bir canlının hayatına son vermektir, çoğumuza ürperti verir. Hayvan kanı karşısında ürperen insanoğlu, belki, kendi cinsinin kanına biraz daha saygılı davranır. Hatta denir ki, çocuk kurban kesilirken hayvanın çektiği acıyı görmeli ki, arkadaşına bıçağı saplamasın.
Bir yanıt bırakın