Manisa’da yedi kızlar

Manisa tarihi eserler bakımından zengin bir şehrimizdir. Bölgeyi fetheden Saruhanoğulları ve Osmanlı döneminden kalan birçok yapı şehre zenginlik katmaktadır. Son yıllarda hız kazanan restorasyon ve çevre düzenlemeleri sonucu tarihi mekanlar ferah görüntüleriyle ruhları dinlendiren yerler oldu.
Söz konusu eserlerin bir kısmını hayır sahibi hanımlar yaptırmıştır. Kanuni’nin annesi Hafsa Sultan ilk akla gelendir. Onun yaptırdığı Sultan Külliyesi (16. yy.) cami, medrese, hamam, imaret ve darüşşifasıyla Manisa’nın merkezinde şehre nefes aldıran tesislerdir.
Bugün, 14. asra ait bir hanımefendiden, Gülgün Hatun’dan söz edeceğim. Saruhan Bey’in torunu İshak Çelebi’nin eşi olan Gülgün Hatun da küçük çapta bir külliye yaptırmıştır. Halen hamamı, mescidi, çeşmesi ve türbesiyle restorasyonu bitmek üzere olan yapılar, Çaybaşı Deresi’nin solunda, Revak Sultan’ın alt tarafında yer alır.
Küçük, şirin bir yapı olan Dere Mescidi ilgiye muhtaç. Tuvaletlerindeki lavabolar, musluklarıyla birlikte sökülüp götürülmüş.

ÇAYBAŞI DERESİ
Spil’in eteklerinde bir vadi içinden akıp gelen Çaybaşı Deresi bu bölge için bir nimettir. Şırıl şırıl akan temiz suyu ve çınarları ile bulunmaz bir serinlik ve ferahlık kaynağıdır. Derenin yukarısında Kır Kahvesi ve aşağıdaki Taşköprü Kahvesi otantik ve ferah mekanlar. Kenarındaki düzgün kaldırımları, setleri ve çevre düzenlemesi ile buraya emek verildiği görülüyor. Ne olur halkımız da poşetini, pet şişesini içine atmamayı öğrenebilse.

YEDİ KIZLAR
Gülgün Hatun Külliyesi’nin bir ucunda Yedi Kızlar Türbesi yer alır. Burada Gülgün Hatun ile onun altı kızı gömülüdür.
Halk muhayyilesi bu türbe için daha renkli bir hikaye tasarlamış. Fakir bir ailenin 7 kızı birbirinden habersiz Manisa Beyi’nin yakışıklı oğluna aşık olur. Bunu duyan bey, kızların babasına haber yollar. Kızlardan her biri birer mendil işleyip göndersin, oğlum hangisini beğenirse, onu işleyen kız gelinim olsun der.
Titizlikle mendiller hazırlanır, Bey Konağı’na gönderilir. Oğlan içlerinden birini seçer, fakat mendillerin uçlarından birbirine bağlı olduğunu görür. Son mendilde bir yazı vardır: “Biz 7 kız kardeş, birbirimizden ayrılmayız, sen nasibini başka yerde ara!”
Bu 7 kız hiç evlenmezler, kendilerini hayır işlerine adarlar. Evlenecek kızlara çeyiz işler, fakirlere yardım ederler. Ölünce de yan yana gömülürler. Burası, özellikle kısmet arayan kızların ziyaret yeridir.
Şair gönlü bu ya; Bey oğluna varmayan bu kızlardan birine Arif Nihad Asya talip olup Manisa’dan isteyecektir:
“Gelmiş beğenip canlı güzelliklerini/ Ev kurmak için, ovanda seçmiş yerini/ Allah’ın emri dostunun kavliyle/ Arif, Yedi Kızlar’ından ister birini.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.