Manisa Hafsa Sultan Darüşşifası’nda maddi durumu müsait olamayanlar dinine ve milliyetine bakılmaksızın ücretsiz tedavi olurdu. Bunlardan biri de 1860’lı yıllarda para ödemeden tedavi olan Musevi çocuğu Moiz’dir. Amerika’ya gitmek üzere İzmir’den yanlış gemiye binen bu Yahudi çocuğu kardeşiyle birlikte İskenderiye’ye varmıştı. Moiz’in 23 Kasım Pazartesi günü başladığımız hikayesine devam ediyoruz.
Moiz, 15-16 yaşında geldiği Mısır’dan 1885 yılında 30 yaşında ayrılarak yola çıkar. Amerikan gümrüğüne giriş yaparken Amerika’da o zamanki Yahudi düşmanlığından korunmak için, Moiz ismini Morris, soyadını da Şinasi (Schinachi) olarak değiştirir. Bu soyadı alışında on yaşında iken kendisini tedavi edip ücret almayan Darüşşifa hekimi Dr. Şinasi Bey’in tesiri vardır…
Morris Şinasi, Amerika’da, Mısır’dan bildiği bir iş olan sigara işine girer ve kısa zamanda zengin olur. “Schinachi Brader Tobacco” şirketini kurar. Amerika’nın o zaman sayılı zenginleri arasına girer.
Morris Şinasi, Amerika’da bulunan ve başı sıkışan Osmanlı vatandaşlarına hep yardım etmiştir. Kimisine yol parası, kimisine de iş bulmada yardımcı olmuştur. Türkiye’ye gidenlerle tanıdıklarına hediyeler göndermiştir.
42 odalı malikanesini tamamen Türkiye’den getirttiği ustalara Türk süsleme sanatına uygun olarak yaptırmıştır. Büyükelçilerimize yardımcı olmuştur. Sigara yapımında kullandığı tütünleri tercihan Türkiye’den temin eder. Mali sıkışıklığın olduğu dönemde Osmanlı ekonomisine katkı sağladığı için Sultan II. Abdülhamid tarafından Mecidiye Nişanı ile taltif edilir.
Gelelim en önemli noktaya:
1928 yılında vefat eden Morris Şinasi vasiyetinde şöyle der: “Servetimin bir milyon dolarlık kısmını doğduğum ve tedavi olduğum şehrim olan Manisa’ya bir hastane yapılması için bırakıyorum. Bu paranın 200 bin doları ile 40 yataklı hastane yapılacaktır. Burası en son teknolojik tıbbi cihazlarla donanacaktır. Yatakların 8 tanesi fakir hastalara tahsis edilecektir. Tıpkı bana Darüşşifa’da on yaşımda iken yapıldığı gibi hiç para alınmayacaktır. Kalan 800 bin doların geliri ile de hastanenin diğer masrafları karşılanacaktır. Hastanenin adı da ‘Milletlerarası Morris Şinasi Hastanesi’ olacaktır. Şayet hastane bir afette yıkılırsa, tekrar yapılmasını istiyorum.”
1930 yılında eşi Louretta, vasiyeti yerine getirmek için Türkiye’ye gelir. Devletimiz Manisa’da 40 bin metrekarelik bir arsa tahsis eder. 29 Ekim 1933’te büyük bir törenle hastane hizmete açılır.
Aynı isimle Sağlık Bakanlığı’na bağlanan Morris Şinasi Hastanesi hizmetine devam ediyor.
Amerika’daki ilgili vakıftan her yıl gelen belli bir para, vasiyet gereği muhtaç çocukların tedavisi için harcanıyor.
Güzel davranışlar güzel sonuçlara yol açar. Morris Şinasi bunun bir örneğidir. Aslında Darüşşifa’daki hekim Şinasi Bey’in yaptığı fazladan bir iyilik değildir. Hastanenin vakfiyesi gereği her zaman uygulanan bir kuraldır.
Bir yanıt bırakın