Afrin zaferinin hatırlattıkları

Ordumuzun 2 ay süren Zeytin Dalı harekatı zaferle sonuçlandı. Amaç, güney sınırlarımızın önemli bir bölümünü terör tehdidinden arındırmaktı. Uluslararası güçlerin cirit attığı, çıkar çatışmalarının kıyasıya yarıştığı bu Ortadoğu cehennemine dalmanın pek çok riski vardı.

Sabırla ve dikkatle önce işin diplomatik yönü çözüldü, ardından ordumuz, üzerine düşeni yaptı. İğne oyası işler gibi dikkatle ilerledi ve başardı.

Evet, Afrin’e girdik. Prof. Namık Açıkgöz’ün 4 yazıyla anlattığı gibi, Afrin bize madden ve manen uzak bir yer değildir. Kuzey Suriye Anadolu’dan önce Türklerin mekan tuttuğu bir bölgedir ve Afrin’de köylerin yüzde doksanı Türkçe isimler taşır (bkz. Enpolitik).

ORDU MİLLET EL ELE

Afrin Harekatının milli birliğimizi pekiştirmesi bakımından çok faydası oldu. Savaş hiçbir zaman öncelikle arzu edilen bir şey değildir. Ama millet olarak bu harekat hepimizi heyecanlandırdı, hepimiz destekledik. Kamuoyu Zeytin Dalı’nın arkasında durdu. Bu durum hükümet ve askerimiz için önemli bir manevi dayanaktır.

Gönüllü olarak cepheye gitmek için yapılan talepler gösteriş değildi. Sınır bölgelerinde, sefere giden askerlerimize yerli halkın gösterdiği ilgi gözlerimizi yaşarttı.

Bu savaştaki insani tavrımız kayıtlara geçti. Birçoklarının davranışı gibi, hedef gözetmeksizin yapacağımız kara ve hava bombardımanı ile bir haftada Afrin’e girebilirdik. Ama sivil halka dokunmama sözümüz ve hassasiyetimiz vardı; o yüzden harekat 2 ay sürdü ve biz sözümüzde durduk.

ŞANLI ŞEHİTLERİMİZ

TSK ilk andan itibaren her gün etkisiz hale getirilen terörist sayısını bildirmeye devam etti. Önce bunu yadırgamıştım. Anladım ki amaç PKK, YPG gibi güruha anladıkları dilden konuşmakmış. Haydutlar sürüsü, can korkusuna düşerek Afrin’i tek edip kaçtılar. Onun için şehre hiç mukavemet görmeden girildi.

Teröristlerin hainliği ve gaddarlığı en uç örneklerini verdi. Mehmetçiğin inancını bile istismar ettiler. Kur’an-ı Kerim’in içine el yapımı bomba yerleştirdiler. Allah’ın kitabını saygıyla yerden alıp kaldırmak isteyen Uzman Çavuş Orhan Sürmen, bombanın patlamasıyla şehit düştü.

Biz inançlı milletiz, askerimiz de öyle. Şehitlerimiz “yerden yedi kat arşa” kanatlanmış, Firdevs’in en yüksek yerinde, “cennette bugün güller” gibi açmış, memnun ve mutlu bir şekilde bizlere tebessüm etmektedirler. Ruhları şad olsun.

ÇAĞRIMIZ VAR

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları kendimize güvenimizi pekiştirdi. Savunma Sanayimizin imal ettiği kara, hava araçları ve silahları göğsümüzü kabarttı.

15 Temmuz darbe girişimi ordumuzu yıprattı, ama savaş gücümüzü etkilemedi. Fırat Kalkanı ve Afrin harekatındaki başarımız, askerimize ve milletimize heyecan verdi, özgüvenimiz arttı. Ne mutlu bize!

Şimdi sıra şairler, edebiyatçılar ve sanatkarlarımızda. Ortaya koyacakları çeşitli eserlerle zaferimizi taçlandırmak onlara düşer.

KIZILELMA

Harekatın başladığı günlerde Afrin’e doğru ilerleyen tankın üzerindeki Samsunlu Uzman Çavuş Mehmet Kuzu’ya muhabir sordu: “İstikamet neresi?” Mehmetçik, gayet tabii bir tavırla cevap verdi: “Kızılelma!…”

Kızılelma ordumuzun ulaşmak istediği hedeftir, sabit bir yer değildir. Dün Afrin idi, yarın Münbiç, daha sonra gerekirse başka yerler olacak.

NOT: Güzel insan Hasan Celal Güzel’e rahmet dileklerimle. Regaip Kandiliniz mübarek olsun.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.