Askıda Ekmek

Beslenme insanın en doğal ihtiyacıdır.

Karın doyurmanın en kolay ve ucuz çaresi ekmek yemektir. Ne yazık ki bunu da bulamayanlar var. İzmir’in Basmane semti, düşük gelirlilerin uğrak yeridir. Son günlerde Suriyeli göçmenler buraları mekan tuttu. Bunların çoğu yiyecek ekmeğe muhtaç kimseler.

Bu göçmenlerin bir kısmı sokakta, parklarda yıkık dökük eski ve terk edilmiş binalarda kalır. Halkımızın yardımıyla, kuru ekmek ile karınlarını doyururlar.

Bir süre önce gazetemizde bir haber çıktı. Tarihi Basmane Fırını bir uygulama başlatmış, “Askıda ekmek” kampanyası. Müşterilerden veya destek olmak isteyen vatandaşlardan isteyenler fırına bağışta bulunuyor, biriken bu paralarla ihtiyaçlı kimselere ücretsiz ekmek veriliyor.

3 hafta önce bu fırına gittim, askıda ekmek uygulamasının nasıl işlediğini görmek istedim. Her türlü unlu mamulün bulunduğu işlek bir fırın. Yapılan bağışlar siyah bir tahta üzerine yazılıyor, öyle büyük meblağlar değil; 1, 2, 3 veya 5 ekmek parası. Alttaki satıra da verilen ekmek miktarı işleniyor.

O güne kadar 2 bin 465 ekmeklik bağış olmuş. Suriyeli dışında yoksul Türk vatandaşlarından da gelip ücretsiz ekmek alanlar varmış. Bu güzel uygulama için fırın sahibine ve bağış yapanlara teşekkürler.

ASKIDA KAHVE

Çeşitli yerlerde görülen bu kampanya, İtalya’da meşhur olan şu uygulamadan esinlenmiş olabilir: Müşteri kafeye girer yalnızdır, garsona seslenir: “2 kahve, biri askıya” Garson elinde bir kahveyle gelir, adisyona ise iki kahve fiyatı işler. Sonra da tezgahın arka bölmesindeki tahtaya bir kahve işaretler. Gariban biri kafeye gelir, askı tahtasına bakar eğer askıda kahve varsa seslenir “Bir kahve, askıdan olsun.” Garson kahveyi götürür askıdaki kahve sayısını bir azaltır.

SADAKA TAŞLARI

Aslında bu uygulamanın daha güzel bir örneği bizim tarihimizdeki “Sadaka Taşları” ile ortaya konmuştur. Kültürümüzde iyiliği gizlice yapmak esastır. “Sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizlice yardım yapmak” bir Peygamber buyruğudur.

Bu ölçüye uygun davranışı gösterebilmek için atalarımız çok güzel bir yol bulmuşlar, “Sadaka Taşları” dikmişlerdir. Bugün İstanbul’un bazı semtlerinde veya cami çevrelerinde hala dikili duran, insan boyuna yakın, üst kısmı çukur, taştan sütunlar vardır. Bunlara sadaka taşı denir.

Bu taşlar şunun için dikilmişti: Yardımda bulunmak isteyen kimseler, tenha zamanlarda taşın üstüne paralarını bırakır, ihtiyaçlı olanlar da, kendilerine lazım olacak miktarı, gene kimsenin görmediği bir sırada buradan alırdı. Böylece veren gösterişten, alan da ezik duruma düşmekten korunmuş olurdu.

Bu taşların hala varlığını sürdürmesi, anlatılanların masal olmadığını ispata kafidir.

1 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.