Ezan, İslam’ın şiarı yani alameti, işareti, nişanıdır. Ezan müslümanlığın sembolüdür.
Anlamı ve muhtevası bakımından ezan hem namaza hem de İslam’a bir çağrıdır.
Ezan okuma İslam dünyasında fetih ve zaferlerin vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Nitekim Mekke’nin fethinden beri, ele geçirilen her beldede yapılan ilk uygulamalardan biri, fetih müjdesini her tarafa duyurmak üzere yüksek bir yerde ezan okuna gelmiştir. Evrensel boyutu yanında Türk milleti için adeta “milli” bir özellik kazanmıştır. Yahya Kemal’in “Emr-i bülendsin ey ezan-ı Muhammedi / Kafi değil sadana cihan-ı Muhammedi” beytiyle başlayan bir muhteşem şiiri vardır. Şunu demek ister: “Ey ezan sen öyle yüce bir şeysin ki, senin sesine İslam dünyası kafi değildir.” Böylece cihan semalarını inleten ezanı düşünerek fetih duyguları içinde ezanla fetih ve zafer arasındaki münasebeti ortaya koyar.
Yahya Kemal, 30 Ağustos Zaferi’nden birkaç gün önce kaleme aldığı bir dörtlüğünde bütün milletin duygularına tercüman olarak Allah’a şöyle yalvarır:
“Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın / Galib et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın.” Bu şiirde de ezanla ordu, ezanla zafer arasındaki bağı gösterir. Aynı duygular İstiklal Marşımızda yer alır: “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli / Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.”
GÜZEL SES
Ezanı etkili kılan sebeplerin başında onun sesi gelir. Güzel ezan musiki ile okunur. Buradaki musiki, ulvi duyguları canlandıran, insanı öteler alemine alıp götüren asil ve vakur bir musikidir. İlk müezzin Bilal-i Habeşi adlı bir zencidir.
Arapça telaffuzu düzgün olmadığı halde, sesi güzel ve gür olduğu için Peygamber Efendimiz bu görevi ona vermiştir. Ezan okuyan kimsenin musiki kabiliyeti ve bilgisi olması beklenir. Süleymaniye Camii’nin vakfiyesinde müezzinlerde aranan şartlar arasında “musiki ilmine vakıf, makam ve terennümlerde mahir ve güzel sesli olmak” şartı aranır.
Günümüzde bu niteliklere sahip yeterli sayıda müezzin bulmak maalesef mümkün değildir. Halkımıza daha güzel ezan dinletebilmek için, son senelerde İzmir’de merkezi sisteme geçildi. Bir camiden okunan ezan telsiz aracılığıyla bütün camilerde yayınlanıyordu. Birkaç kötü niyetli densizin ezan sistemine girerek çirkin korsan yayın yapmaları sebebiyle merkezi ezandan vazgeçildi.
Dileğimiz tam güvenlikli bir sistem kurularak tekrar güzel ezan dinlemeye kavuşmamızdır.
VAKİTLER VE MAKAMLAR
Geleneğimizde 5 vakit ezanın her birinin farklı makamlarda okunduğu görülür. Bağlayıcı olmamakla birlikte, sıralama şöyledir: Sabah ezanı saba, öğle uşşak, ikindi rast, akşam segah, yatsı hicaz makanında okunur. Naim Kaya başka bir sıralamayı şöyle şiire dökmüş:
Lahuti bir nağmeyle okunur ezan/ Dinliyor bu ulvi sesi asuman/ Müezzin seherde okur salayı/ Güzel ses inletir arş-ı alayı.
Sabadan başlıyor sabah ezanı/ Tiz muhrik seslinin çoktur hayranı/ Uşşakneva ile öğle ezanı/ Camiye celbeder bu ses duyanı İkindi Hicaz’la oluyor nida/ Ya Rab ezan sesi ne güzel sada/ Akşam ezanı da Rast’la okunur/ Segaha aşina kişi dokunur Mahur ile yatsı ezanı olur/ Dinleyen müminler elbet mest olur/ Ezan sesi şarkdan garba ulaşır/ Güzel sesle ruhlar hep berraklaşır.
Your point of view caught my eye and was very interesting. Thanks. I have a question for you.