Bugün gene Mustafa Kara’nın feryadını dinliyoruz:
Uluslararası sermaye, sadece sermayesini arttırmayı hedeflediğinden reklam gücüyle bizim birçok zararlı “şey”i yiyip içmemiz için olanca gücüyle gayret göstermektedir. Bu “rüzgar“o kadar güçlü esmektedir ki birçoğumuz zararlı olduğunu bile bile bu maddeleri yiyip içmekte, daha da kötüsü tiryakisi olmaktayız. Dünyanın en tatlı ve kaliteli sularına sahip olan ülkemizde insanların “ne idüğü”belli olmayan, kapkara meşrubatların tiryakisi olması çok acınacak bir durum değil midir? 10 yaşındaki çocuğumuzun “cola”bağımlısı olmasının altından nasıl kalkacağız?
Tıp adamları zararlarını sık sık gündeme getirmelerine rağmen, katkı maddeleriyle “yemek”ten başka bir şeye dönüşen gıdalarla, sağlığımızı göz göre göre tehlikeye atmaktayız. Güya gıdaların ömrünü uzatmak için üretilen katkı maddeleri sıhhatimize katkı sağlamaktan çok, tehdit unsuru olarak sindirim sistemimize harp ilan etmektedir. Çağın en tehlikeli hastalığı olan kanserle bu “uyduruk”yiyecekler arasında bir bağ olduğunu “sağır sultan”bile duydu. Fakat açgözlü uluslararası sermayenin güçlü “hoparlör”übu sesi cılızlaştırmakta, duyulmaz hale getirmek için çırpınmaktadır. Aynı yiyecekleri tıp adamlarıyla birlikte din adamlarının da zevkle tüketmeleri ise, izah edilmesi çok zor olan davranışlardandır. Bu çelişki enkazının altından kurtulmanın çarelerini arayarak, birbirimize destek olmamız gerekmektedir. Bu afetten kurtulmak için, bazı alışkanlıklarımızdan vazgeçebilme iradesini göstermemiz gerekmektedir.
Yıllar önce “Ağaçlar ayakta ölür” adlı bir film seyretmiştim. Çağımızın insanı “ayakta”, abur cubur yiyerek adeta güle oynaya (!) ölüme gitmektedir.
Sigaranın zararları gündeme geldi, iyi oldu. Bu katkı maddeleri meselesine ne zaman sıra gelecek? Sadece ekmekte 14 çeşit katkı maddesinin olduğu söyleniyor. İmdat! İmdat! İmdat!
REKLAMA ESİR OLMA
Şimdi reklamlar… Reklam bir büyüdür, bu büyüyü bozmak için “hoca”ya ihtiyaç vardır. Bu da irademizdir.
Karşı koyuşumuz, Tavır alışımız, Kafa tutuşumuz, Rest çekişimiz, Meydan okuyuşumuzdur.
Soru: Meydan okumak ne demektir?
Cevap: Medyada en çok reklamı yapılan “şey”i almamaktır.
Aksi halde her sezon, modeli değişen aletleri almak ve taksitlerini ödemek için ömrümüz, cep telefonu taşımanın zaruretini anlatan “vaaz”larla servetimiz tükenip gidecektir.
Yazık değil mi? Değer mi? (Konuk Öğrencilerle Gönül Gönüle, Bursa, 2019)
Bir yanıt bırakın