Gazetemiz yazarlarından Neslihan Acu, yazılarına bakılırsa kötümserliği ağır basan birisi. Mesela “Bünyeyi yaşamaktan soğutan insan tipi”nden söz ederken, “Böyle bir insan tipi var ülkemizde. Çok var. Binlerce, milyonlarca. İnsanı yaşamaktan buz gibi soğutuyorlar” der.
Yazılarını zevkle okuduğum Elif Aktuğ da şöyle yazmış: “Karısını dövdü. Kocasını aldattı. Çocuklarını kesti. Annesini boğdu. Sevgilisini deşti! Bu nedir böyle?”
Ben ise dünyaya ve hayata olumlu bakmaktan yanayım. Böylesi beni daha mutlu ediyor.
Evet, dünya, iyi ve kötülerin mücadele alanıdır. İyilerin sandığımızdan fazla olduğunu sık sık tekrarlıyorum. Ne var ki, kötüler cazgırdır, sesleri daha çok çıkar. İyiler ise, daha sessizdir, reklamdan hoşlanmazlar. Onların reytinge ihtiyaçları yoktur.
***
İşte iki örnek, Tolga Tekin’in haberi (Yeni Asır, 14.7.2014):
“Kemeraltı’nın yarım asırlık emektar berberi 65 yaşındaki Erşan Mara’nın Gülbedestan Çarşısı’nda mütevazı bir dükkanı var. Erşan Amca’nın bu meslekte yaşadığı ilginç olay, filmlere konu olur. Şöyle ki:
Yıl 1989, iki tane Norveçli turist, Kemeraltı’ndaki Erşan Amca’nın dükkanına gelir ve der ki “Bizim 40 liramız var. 30 lira ile bizi tıraş eder misiniz? Bugün havaalanından ülkemize uçacağız. 10 lirayla da orada sandviç falan yiyeceğiz…” Bunun üzerine Erşan Amca onlardan hiç para almaz ve “Benim size hediyem olsun” der. Turistleri tıraş ettikten sonra üstüne bir de güzel bir baş masajı yapar.
Gördükleri ilgiden ve misafirperverlikten memnun kalan turistler, fotoğraf çekilerek Erşan Amca’ya teşekkür edip Norveç’e uçar. Aradan 3 ay geçer ve Erşan Amca satın aldığı evin borcunu ödemekte zorlanır. Hatta evdeki tüfeğini, dikiş makinesini ve müzik setini bile satar ama eksik olan bin lirayı bir türlü tamamlayamaz.
İşte bu sırada Erşan Amca’ya bir mektup gelir. Norveçli turistlerden gelen mektubun içinde birlikte çekildikleri fotoğraflar ve 4 bin 500 lira para vardır. Erşan Amca gözlerine inanamaz ve yaptığı misafirperverliğin ödülünü fazlasıyla alır. Meğer bu turistler Norveç’in en büyük balık fabrikalarının sahibiymiş. Sonra bu dostluk yıllar boyu sürüp gider.
***
Üsküdar Altunizade’de Marmara Ü. İlahiyat Fakültesi vardır. Fakülte bahçesindeki cami, o çevre için önemli bir ibadet mekanıdır.
Caminin ilk yapılışı sırasında göz yaşartıcı iyilik sahneleri yaşanmış. Vakıf Başkanı Ali Özek’in anlattığına göre, inşaat devam ederken birisi 3 milyon TL getirip bağışlıyor. Kayda geçirmek için ismi sorulunca, adını bile söylemek istemiyor.
Gene cami inşaatı sırasında, bir bayram arifesinde 3 kişi gelir, bayram tatili dolayısıyla iş yerlerinden izinli olduklarını, burada hayrına çalışmak istediklerini söylerler. Ücret almaksızın bir süre çalışırlar.
İyiler sandığımızdan çoktur.
Muchas gracias. ?Como puedo iniciar sesion?