Sanat ve kültür sezonu başladı. 18 Ekim akşamı İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun açılış konserini dinledik. Yer Atatürk Kültür Merkezi. 600 kişilik salon doluydu. Bu konserlerin devamlı bir dinleyici kitlesi var.
Konser, büyük Türk bestekarı Itri’nin Neva-Kar’ıyla başladı. UNESCO 2012’yi “Itri Yılı” olarak ilan etmişti.
Musikimizde “Kar” en tantanalı ve biraz serbest bir formdur. Bestekar’ın sanat gücü, bestelediği karlarda gösterdiği başarıyla ölçülürdü. Itri’nın Neva-Kar’ı bu türün en güzel örneklerindendir
Yahya Kemal’in “Çok zaman dinledim Neva-Kar’ı / Bir terennüm ki hem geniş, hem şuh” dediği bu eser, ince ve yumuşak geçişlerle duygu dalgalanmalarını çok iyi yansıtıyor. Şef Erhan Parlatyönetiminde iyi bir icra dinledik.
BİZİM MÜZİĞİMİZ
İnsan yapısında duyguların yeri önemlidir. Musıki duyguya hitap eder, onu eğitir geliştirir. Sevinçler, kederler, hasretler, beşeri ve ilahi aşklar en iyi şekilde musıkide ifade bulur.
Müziğin her türü bir duygu terennümüdür. Duyguları bizim musıkimiz kadar derinlikle ifade eden, insanı kanatlandıran, yücelten bir başka musıki var mıdır bilemiyorum.
Şüphesiz her milletin musıkisi kendi kulağına daha hoş gelir. Yani müzik evrensel olduğu kadar millidir, yereldir. Türk Müziği bir büyük terkiptir, asırların ötesinden gelir. Onda hem Türk’ün, hem bütün bir Ortadoğu’nun melodileri vardır. Ama milli yönü ağır basar.
TUTMAYAN DEVRİM
Modernleşme ve batılılaşma maceramız sırasında şüphesiz iyi niyetle müzik devrimi de yapılmak istendi. Ama başarılı olamadı.
Müzik alanı, kıyafet devrimi, harf devrimi gibi akşamdan sabaha olacak şey değildi. Musıkinin kökleri çok derindir. Damarlarda akan kan gibidir. Hatta genlere işlemiştir.
Devletin bütün gayretine rağmen Batı müziği bizde ancak sınırlı bir zümreye hitap etti. Açılan konservatuarlar, kurulan orkestralar kültürümüze bir katkı yaptıysa da bu hep sınırlı kaldı.
Uzun süre ihmal edilen, üvey evlat muamelesi gören Türk müziğine halk kendisi sahip çıktı. Onu yaşatmaya devam etti. Düğünüyle eğlencesiyle onu canlı tuttu. Ama gelişmesi ve geleceği yakalaması için bu kafi değildi. Eğitim-öğretimle desteklenmesi gerekirdi. Yozlaşma ancak böyle önlenebilirdi.
DEVLET SAHİP ÇIKTI
Nihayet vakti saati gelince Türk Müziği Konservatuarları ve Türk Müziği Devlet Koroları kurulmaya başladı.
Buralarda müziğin bilimsel eğitimi ve uygulaması yapılır. Böylece bu sanatın gelişmesi sağlanır. Kökleri araştırılır. Klasik eserler meşk edilir. Geçmişle gelecek arasında bağ kurulur. Modern usullerden istifade edilir. Piyasa müziğinin üstüne çıkılır. Musıki sanatında düzenleyici ve geliştirici bir rol oynanır.
İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, İstanbul’dakinde
Bir yanıt bırakın