Bu köşenin görevlerinden başlıcası, imkan nispetinde olumlu şeyler yazmak ve güzel örnekleri tanıtmaktır. Bunun için hayalperest olmaya veya polyannacılık oynamaya gerek yoktur. Dünya ve insanlar zannettiğimizden daha iyidir.
“Dünya bir ayna, biz güzelsek o da güzel, biz çirkinsek o da çirkin.” (Samiha Ayverdi)
Her devirde ve her yerde Habil de var, Kabil de var. İyiler de var, kötüler de var. Ancak kötülerin daha çok sesi çıkar. Kötülük haberleri daha fazla pirim yapar. O yüzden kötülerin ağır bastığını sanırız.
İstatistiklere inanırsanız sonuç olumlu. Türkiye’de hayatından memnun olanların ortalaması, 2013 TÜİK verilerine göre yüzde 59.
İYİLER ÇOK
İyi insanlar sandığımızdan çoktur, dedik. İşte bir örnek: 3.11. 2012 tarihli Yeni Asır’da çıkan bir haberin altbaşlığı şöyle:
“Kemalpaşa’daki makine fabrikasında çalışan işçilerine özel sigorta yaptıran, hepsini ev sahibi etmek için binalar inşa eden Zeki Güner, işçilerin çocuklarına burs da veriyor.”
Zeki Güner Isımsan Mühendislik’in sahibi. Fabrikası gıda ve kimya sanayiine makine ve ekipman üretimi yapıyor. O tarihte 60 kişiye istihdam sağlamaktaydı. Kazandıklarını çalışanları ile paylaşıyor. Onlara özel sigorta yaptırarak emekli olmalarını sağlıyor. Fabrikasında çalışanları ev sahibi yapıyor ve çocuklarına burs veriyor.
İyilik sirayet eder, yayılır. Örnek Zeki Güner. Nasıl mı?
Kendisi Bucalı çiftçi bir ailenin çocuğu. Babasını 17 yaşında kaybetmiş. Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde okurken bir profesör ona burs vermiş. Hocaya minnet duyuyor. Mezun olup işe girdiğinde teşekkür ziyaretine gider.
“Size olan borcumu nasıl ödeyebilirim” diye sorar. Cevap: “Bana borcun yok, sen de benim gibi, okumak isteyen dar gelirli kişilere burs sağlarsan beni çok mutlu edersin.”
Bu sözler hayatı boyunca hiç aklından çıkmaz. Sürekli öğrencilere burs verir. Fazlasını da yapar. Ulucak’ta kendine ait arsa üzerine daireler inşa eder. Çalışanları, TOKİ modeline benzer şekilde, kira öder gibi ev sahibi olur. “Şimdi onlar aileleri ile çok mutlu, ben de çok huzurluyum” diyor.
MUTLULUĞUN SIRRI
Güner’in mütevazi bir hayatı var. “Çevrenizi mutlu edemedikten sonra kendi mutluluğunuzun bir anlamı yok” diyor. Hayırseverliği duyulunca yardım talepleri çoğalmış. Gücü yettiği kadar bunları karşılıyor. Bazen arkadaşlarından da bu konuda destek istediğini söylüyor.
1982 yılında 2. Sanayi Sitesi’nde 65 metrekarelik bir atölyede 3 çırakla makine üretimine başlamış. Hayatı sürekli çalışmak ve üretmekle geçmiş. 300 farklı tipte makine üretimi var. Dünyaca ünlü bir gıda firmasının farklı ülkelerindeki fabrikalarını kuruyor.
Zeki Güner insan odaklı çalışıyor. İşçileri kendisinden çok memnun, “Cennetlik o, çok mütevazi bir insan. Bizim her sorunumuzla ilgileniyor. Suratımızın asık olduğunda ‘neyiniz var’ diye sorar” diyorlar.
Bir yanıt bırakın