MATÜRİDİLİK VE TASAVVUF

Matüridilik, Ebu Hanife (ö. 767) ve Ebu Mansur el-Matüridi’nin (ö.
944) görüşleri etrafında oluşan inanç mezhebidir. Matüridi Semerkandlıdır ve bu mezhep özellikle Müslüman Türkler arasında yayılmıştır. (İtikadda matüridi, amelde hanefiyiz) Son yıllarda Türkiye’de Matüridilik üzerine çokça duruluyor. Matüridi’nin kitapları yayımlandı ve dilimize çevrildi. Bu çalışmalardan biri de Yunus Ersalan’ın hazırladığı “Matüridilik ve Tasavvuf” adlı doktora tezidir (T. Diyanet Vakfı yayını, 2021). Aşağıda bu kitabın sonuç kısmından bir özet sunuyorum.

HANGİ MATÜRİDİ?

Modern zamanlarda Matüridi’nin tasavvufa karşı mesafeli olduğundan söz edilir.
Bunun, Hanefi-Matüridi kelam sistemine Kitabü ‘t-Tevhid eksenli bir bakıştan kaynaklandığı görülür.

Ancak Matüridi’nin Te’vilatül- Kur’an adlı hacimli kitabını da göz önünde bulundurmak gerekir. Te’vilatü’l- Kur’an bir tefsir kitabıdır. Bu eserde dini konuların hemen hemen tamamına yakını hakkında Matüridi’nin görüş ve düşüncelerini bulmak mümkündür. Eserde Matüridi, tasavvufun ve sufilerin temel öğretilerine dayanak yaptıkları ayetlerin açıklamasında zaman zaman zühd ve tasavvuf konularına da değinir. Te’vilatü’l-Kur’an’ın geneline bakıldığında Matüridi’nin tasavvufun birçok konusunda görüş beyan ettiği görülür.
Buna göre Hanefi-Matüridi kelam sistemi bir taraftan akılcı diğer taraftan mistik söylemlerin tam ortasında yer alarak, kelam ve tasavvufu Ehl-i sünnet dairesinde şekillendirmiştir denebilir.

TASAVVUFA BAKIŞI

Özelde Matüridi genelde ise Hanefi- Matüridi kelam sisteminin Ehl-i sünnet içinde tasavvufa karşı tavrının olumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bundan dolayı olsa gerek tasavvuf literatüründe Hanefi- Matüridi kelam okulundan önemli isimlerle ilgili olarak menkıbevi bir geleneğin oluştuğu görülür. Bu durum başta Ebü’l- Muin en-Nesefi ve Pezdevi gibi mezhebin önemli isimleri olan Hanefi-Matüridi kelamcılarında da dikkati çeker.

Ancak bu durum Matüridi’yi hiçbir zaman sufi bir kalıba sokmaz. Ne ki, Matüridi’den sonra özellikle hicri 5. ve 6. asırlardan itibaren tasavvufla Hanefi-Matüridi kelam okulunun daha yakınlaştığı dikkati çeker. Buna Hanefi bir alim olan Yusuf Hemedani’ye dayanan ve Melametilikle ilişkili Yesevilik ve Hacegan- Nakşibendiliği örnek gösterilebilir.

ORTAK KONULAR

Hanefi-Matüridi kelam sisteminin tasavvufla ilişkisi konusunda teorik planda uluhiyyet, nübü-vvet ve imanla ilgili konularda birtakım benzerlikler görmek mümkündür. Başta tevhid olmak üzere, Allah’ın sıfatları, zat-sıfat ilişkisi, marifetullah gibi ilk dönem kelam ilminin ilgilendiği konularda sufiler de genelde Hanefi-Matüridi kelam sisteminin görüş ve düşüncelerini öğretilerine temel almışlardır. Tasavvuf, itikadi kavramları Hanefi-Matüridi kelam okulunun düşüncesi çerçevesinde oluşturmuştur.

Öte yandan Hanefi-Matüridi kelamcıları da tasavvufun uluhiyyet konusuyla alakalı olarak Allah sevgisi, Allah korkusu, Allah’ı zikir, Allah’a yakınlık ve Allah için mücahede gibi konularında görüş beyan ederler.
Hanefi-Matüridi kelam sisteminin tasavvufla ilişkisi konusunda, nübüvvet ve velayete dair bahisler de dikkat çeker. Erken dönem açısından bakıldığında, sufilerin nübüvvet ve velayet anlayışları genellikle Hanefi-Matüridi kelam sistemi doğrultusunda şekillenmiştir. Kitapta bütün bunlar ve daha fazlası ayrıntılı olarak işlenmiştir.

1 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.