Mehmet Demirci
Gazanfer Sanlıtop 1940 Gölmarmara doğumlu. Manisa Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu. Makine yüksek mühendisi. Başarılı bir sanayici. 1969’da Elektronik Makine Sanayi ve Ticaret AŞ’yi (EMAS) kurdu. Firması 55 ülkeye ihracat yapıyor. Matbaa sektöründe Esen Ofset’le başarı gösterdi. 300’den fazla kişiye iş sağlıyor.
Manisa Lisesi’nde edebiyat hocası Nazik Erik (1919-2012)’in öğrencisi oldu. Ondan doğru düşünmeyi ve düzgün yazmayı öğrenenlerdendir
O, Merhum Mehmet Turgut ve Oğuz Atay gibi eli kalem tutan, mühendis kökenli yazarlarımızdan biridir. Sanlıtop bir çok esere imza atmıştır. Kitapları ümit ve sevgi yüklüdür. Hayattan alınmış canlı örneklerle doludur. Pozitif enerji saçarlar. Hayata olumlu bakışı, sevgisi, samimi ve gösterişsiz imanı onun satırlarına yansımıştır. Kitaplarından birkaçı: Burada Sevgi Var, Mutluluğun Şifreleri, Girişimcilik, Saklım Gizlim Yok, Neden Geri Kaldık?
Doğrusu onca yorucu işe rağmen yazmaya da fırsat bulması takdire değer. Yazdıkları sıradan değil, cap canlı, hayatın tam içinden ve kolay okunan şeyler.
ŞAİRLİĞİ
Gazanfer Sanlıtop aynı zamanda şairdir. Şairlik iddiası olmayan şairlerden. Lise yıllarında birçok genç gibi bazı şiirler karalar. Sonra araya iş hayatı girer. 1996’da umreye gider, tavaf sırasında duygulanır. Şöyle anlatıyor:
“Bir sabah namazı vakti, ezan okununca tavafa gittim, tavaf esnasında tekbirden sonra bir şeyler mırıldanmaya başladım. Bir tavaftan sonra biraz daha devam ettim. Namaz kılındı, ardından ben ağlayarak hem mırıldanmayı hem tavafı sürdürdüm… Bu bir kaç kez daha tekrarlandı. Güneş doğmaya başlarken bir kağıt parçası buldum ve o an kalbimden geçenleri kaydettim. Baktm bir şiir olmuştu.”
Böylece seneler sonra içindeki şiir tomurcuğu tekrar çiçeklenmeye başlar ve ilham geldikçe yazmaya devam eder. Tavaf sırasındaki dörtlük “Pervane” başlığını taşır. Daha sonra bütün şiirlerini bir araya getirdiği kitabın adı olacaktır (Pervane, Esen yayınevi, 2011). Bu bereketli dörtlük şöyle:
Kayboldu tüm boyutlar, bir noktayım evrende.
Görünmek ümidiyle, kapında dönüyorum.
Hiçliği yaşıyorum şu koskoca âlemde,
Pervaneler gibiyim, dönüyor dönüyorum (1996)
Gazanfer Bey’in poetikası yani şiir anlayışı gayet basit: “Şiir yazmak ilham işidir. Durup dururken, elinize kalem alıp ‘ben şiir yazacağım’ diye başlarsanız, şiirden başka her şey çıkabilir ortaya. O öyle bir haldir ki, ansızın bir şeyler geliverir: Bir cümle, bir ibâre, hattâ tek bir sözcük bile başlatıverir dizeleri.”
Kendi yazış tarzı ise şöyledir: “Bâzen bir yolculuk yaparken, bâzen yemek yerken ya da güzel bir manzarayı seyrederken, bâzen de sabahleyin uyku mahmurluğuyla yatağınızdan doğrulurken, bir bakarsınız esin meleğiniz (ilham periniz MD) gelmiş, size bir şeyler fısıldıyor. Eğer o anda elinize kalem alıp içinizden geçenleri kağıda dökebiliyorsanız gerçek şiire ulaştınız demektir.”
G. Sanlıtop ümitli ve inançlı insandır. Ölümcül bir kanser hastalığını yener ve azimle gayretle çalışmasına devam eder. “Ecel” başlıklı dörtlüğü şöyle:
Binbir derdi olsa da sevilir yalan dünya
Hayat denen muammâ fânilerce bilinmez
Ümîdini kaybetme, isyan etme Tanrı’ya
İnsan ecelden ölür, hastalıktan ölünmez. (1998)
Gazanfer Bey ilk dönemlerde daha çok serbest tarzda şiirler yazmış görünüyor. “Darılma Bana İstanbul” şiiri oldukça sıcak ve samimi duygularla yüklüdür:
Darılma bana İstanbul
Kırıldıysam güzellerine
Bir an içindir gururum
Acısı çabuk geçer yüreğimin
Unuturum.
Senin ufukların var
Baktıkça hayal kurduğum
Denizlerin var
Türlü türlü gemiler limanlarında
Bilinmez diyarların
Hasretiyle yüklüdür.
Sen ışıklar diyarısın
Ve karanlıklar
Kahreder, öldürür!
Bâzen alıp basımı giderim
Uzaklara, ta uzaklara
Senin denizlerin bitmez.
Senin ışıkların pul pul
Ne kadar dinlersin bilinmez ama
Derdimi bir sana dökerim İstanbul! (1961)
“Dostluk” şiirinde bu güzel hasletin özelliklerini, neleri gerektirdiğini dört mısrada dile getirmiş:
Zor kurulur dostluklar, tertemiz niyet ister
Özveri, sevgi, saygı, hakka riâyet ister
Almayı beklemeden hep vermeyi düşünmek
Hem savaşmak uğruna, hem teslîmiyet ister. (2000)
Sevgi, en asil duygulardan biri. Kâinatın yaradılış sebebi. Anlata anlata bitmez. Gazanfer Sanlıtop’un da “Sevginin Gücü” adlı uzun bir şiiri var. Sadece birkaç beytini atlayarak veriyoıum. Sıkılırsanız siz de atlayarak okuyabilirsiniz. Her beyti ayrı güzellikte:
Çamurdan yaratıldım, bana bir can verildi
Ve o ruhtan üflendi ve sevgi öğretildi.
Sevgi ile dopdolu bir yürek taşıyorum
Sevgiyle yoğrulmuşum, sevgiyle yaşıyorum.
Sevgi bir güzelliktir, gönüllerde barıştır
Yaratılıştan beri süregelen yarıştır.
Tatlı bir gülümseyiş, büyüleyen bakıştır
Soğuyan yüreklere sımsıcak bir akıştır,
Sevgi gönül çiçeği, açar yüreğimizde
Hayatın tek gerçeği, o var her şeyimizde.
Görünmez bir güçtür o, yüreklerde titreşir
Dalga dalga yayılır, gönüllere yerleşir.
Sevgi bilmekle başlar, kalpten kalbe yol bulur
Sevgi vermekle büyür, dünyalar bizim olur.
Yeşil bir gözlük olur, bahar gelir her yana
Tatlı bir sözcük olur, söz geçirir yılana.
Sevgi öyle bir güç ki, ona bağlı her şeyim
Sevgi yoksa bir hiçim, sevgi varsa her şeyim.
Sevgi varsa dengeli; sevgi yoksa bağnazım
Sevgi varsa gayretli; sevgi yoksa haylazım.
Sevgi varsa sevimli; sevgi yoksa nobranım
Sevgi varsa âdilim; sevgi yoksa tiranım.
Sevgi varsa insancıl; sevgi yoksa zalimim
Sevgi yoksa cahilim; sevgi varsa âlimim.
Sevgiyle derli toplu; sevgisiz âvâreyim
Sevgiyle egemenim; sevgisiz bîçâreyim.
Sevgi varsa özgürüm; sevgi yoksa tutsağım
Sevgi varsa güvende; sevgi yoksa korkağım.
Sevgi varsa umutlu; sevgisiz umutsuzum
Sevgi varsa mutluyum; sevgi yoksa mutsuzum.
Sevgi yoksa köleyim; sevgi varsa sultanım
Sevgi yoksa yaratık; sevgi varsa insanım.
Düşlenen güzellikler hayallerde kalmasın
Yazılan güzel sözler, sayfalarda solmasın.
Sevgiyi yaşatalım, sevelim incitmeden
Sevgi açık olmaktır, sevelim bekletmeden.
Sevgiye sarılalım, gerçek olsun rüyamız
Sevelim, barışalım, cennet olsun dünyamız! (2004)
Şairimiz modernlikle dindarlığı bir arada götüren; kökünden ve yerli kültüründen kopmadan çağın gereklerini yaşamayı bilenlerdendir. İleri seviyede ve samîmî bir dînî duyarlığı olduğu görülür. “Övgü” adlı şiiri Fâtiha sûresinin manzum çevirisi sayılır:
Övgü Sana ey Sultan
Âlemleri yaratan
Eğiten ve yön veren
Acıyan, esirgeyen
Tek sahibi o günün
Cezânın ve ödülün
Yalnız Sana kuluz biz
Ancak Senden isteriz
Doğru yola yönlendir
Lûtfunla nimetlendir
Koru bizi sapmaktan
Gazaba uğramaktan! (2005)
Bir yanıt bırakın