İzmirli bestekar Rakım Erkutlu sağlam bir musıki eğitimi görmüştür. Tanburi Ali Efendi (1836-1890) den beş yıl ders aldı, sanatın ameli ve nazari inceliklerini öğrendi.
Ayrıca Musevi sanatkar Santo Şikari’den 10 yıl meşk etti, Ondan geniş bir repertuar edindi. İzmir’de bulunan, Zekai Dede’nin öğrencilerinden bestekar Aziz Efendi’den de faydalandı. Dayısı Mevlevi şeyhi Nureddin Efendi’nin teşvikiyle yirmi yaşında bestekarlığa başladı.
Çok sür’atli beste yapardı. 35 yaşlarında iken, Şeyh Nureddin Efendi’nin ayin olarak bestelenmesi için kendisine bir güfte verdi. Ayini bir gecede besteledi. Önce inanamadılar. Ayinler zor ve uzun bestelerdir. Karcığar makamındaki bu eser, Mevlevihaneler kapatılıncaya kadar hemen her dergahta okunmuştur.
Rakım Erkutlu, dini ve din dışı sahada 600’ye yakın eser besteledi. Bunlar, ayin-i şerif, tevşih, durak, ilahi, beste, ağır semai, yürük semai, şarkı, türkü, marş, peşrev ve saz semaisi olarak sayılabilir. Bunları Ümit Yazıcı bir araya getirdi ve kitap olarak yayımlandı.
ESKİ İLE YENİ ARASINDA KÖPRÜ
Rakım Elkutlu kültür ve sanat hayatımızda, musiki tarihimizde önemli yeri olan bir şahsiyettir. Osmanlı’nın son yarım asrı ile Cumhuriyet’in ilk çeyrek yüzyılında yaşamıştır. Böylece eski ve geleneksel musiki kültürümüzün yeni nesillere aktarılmasında önemli bir köprü görevi yapmıştır.
Osmanlı Devleti yıkıldı, yerine genç Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Rejim değişmekle birlikte insan malzemesi aynıydı. Ama genç devletin yeni bir kültür ve insan projesi vardı. Eski ile yeni arasındaki geçişlerin daha sarsıntısız olmasında sanat adamlarının rolü büyüktür. İşte Rakım Hoca bu noktada önemli rol üstlenenlerden biridir. O, musikide eskiyi, klasiği iyi bilen, bunun temel çerçevesini devam ettiren, ama bu arada yeni taleplere de başarıyla cevap veren bir sanat adamıdır.
Musiki nesiller arasındaki bağı koruyan ve sürdüren en önemli kültür unsurudur. Toplumların musiki zevki, asırlar içinde gelişir ve insanları ta can evinden yakalar. Müzik zevki, zorlama kabul etmez. Kendi tabii akışında devam eder. Musiki sanatkarları, besteciler, icracılar, toplumun duygularına tercüman olmada başta gelen aktörlerdendir.
MUSİKİMİZDEKİ YERİ
Bestekar olarak Rakım Elkutlu’nun etkisi İzmirle sınırlı kalmadı bütün Türkiye’ye yayıldı. Daha sağlığında tanındı ve takdir gördü. Münir Nureddin Selçuk onun birçok şarkısını plaklara okudu. Safiye Ayla icralarında eserlerini söylerdi. Musiki basını da ona ilgisini eksik etmedi. Eserlerindeki musiki kalitesi kadar seçtiği güftelerin edebi seviyesi de dikkati çeker.
Rakım Elkutlu’nun musiki kültürünün yayılıp kökleşmesinde hizmeti büyüktür. 1946’da kurulan İzmir Türk Musikisi Cemiyeti başkanlığına getirildi. Aralarında İsmet Yazar ve Bekir Sıdkı Sezgin de olduğu birçok öğrenci yetiştirdi. Bunlar daha sonra İzmir Radyosu sanatçıları kadrosunu oluşturdular.
Bir yanıt bırakın