Tasavvuf çevrelerinde Muharrem

Bugün 8 Muharrem. Tekkelerde ehl-i beytin matemine iştirak her sene Muharrem’in birinci günü başlayıp onuncu günü biterdi.

Tasavvuf kurumları yani tarikatler Nakşilik dışında tamamı silsile olarak Hz. Ali’de son bulur. Bu sebeple onlarda “Alevi neşve” ağır basar. Bütün Müslümanlar Ehl-i beyti çok sever. Ama tarikat mensupları bu konuda daha bir duyarlık gösterirler. Bu bakımdan Alevi-Bektaşi zümrelerle tasavvuf erbabı arasında daha fazla yakınlık vardır. Sünni tarikatlerdeki ilahi ve nefeslerle Alevi-Bektaşi deyiş ve nefeslerinin pek çoğu aynıdır. Yunus Emre’nin, Pir Sultan’ın, Nesimi’nin şiirleri hem tekkelerde hem de Alevi Cem ayinlerinde çalınıp söylenir. Toplumumuzda var olduğu ifade edilen Alevi-Sünni ayrışmasının ne kadar yapay olduğu böylece anlaşılır.

Bugün 8 Muharrem. Tekkelerde ehl-i beytin matemine iştirak her sene Muharrem’in birinci günü başlayıp onuncu günü biterdi. Dervişler bu on günde her akşam tekkede toplanırlar. Fuzuli’nin Hadikatü’s-süada adlı eseri ve mersiyeler okunur. Kerbela olayı hakkında sohbet edilir. Bu günlerde siyah elbise giyilir, düğün yapılmaz, gülünmez. İsteyen dervişler gündüz oruç tutarlar. Oruç tutmayanlar da su içmezler. Yemekler etsiz ve az miktarda yenir. Susuzluğa dayanamayan dervişler suyu cam bardakla değil bir tasa koyup içerler.
Sesli zikir yapılan, zikirde müziğe yer verilen tarikatlerde bu ay boyunca müzik aletleri çalınmaz. Günlük hayatta Muharrem ayı boyunca hüzünlü durmaya çalışılır. Bu ayda tekke mensubu süslenmez, saçlarını taramaz, sakalını tıraş etmez. Ancak zorunlu hallerde bu davranışlardan taviz verilir. Derviş bir ay boyunca şık giyinmez.

Bu ay için yazılan hüzünlü şiirlere “mersiye/ muharremiye” denir. Bunlar Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesini konu edinen ağıt türü şiirlerdir. Fuzuli’den Şeyh Galib’e kadar pek çok şair mersiye yazmış, bu şiirler, devrin en ünlü bestekarları tarafından bestelenmiştir. Mersiye okuyanlara “mersiyehan” denir. Son dönemlerin en meşhur mersiye okuyucusu Sebilci Hüseyin Efendi idi (ö. 1975). Uşşaki tarikati mensubu olan Sebilci Hüseyin’in mersiyelerinden bir kısmı Youtube’da vardır. Bunlardan biri sözleri Sivaslı Şemsi’ye ait olup, “Teşne lebler bu gece kan ile galtan oldu” diye başlar.

Muharrem ayının bir özelliği de aşure pişirilmesidir. Bir inanca göre aşure 12 imam aşkına yapılır, onun için 12 çeşit madde konur. Tekkelerde aşure büyük kazanlarda hazırlanır ve halka dağıtılırdı. Pişirmenin çeşitli safhalarında özel dualar okunurdu, bunlara gülbank denir. Aşure geleneğinin en şatafatlısı Osmanlı sarayında olurdu. Hazırlıklar Muharrem ayının ilk günlerinde başlar, 9. gün aşure pişmeye başlar, 10. gün sabahtan itibaren dağıtılırdı.

Samiha Ayverdi’den: Hz. Hüseyin ve Muaviye her zaman ve herkeste var. İçimizdeki iyi duygular Hüseyin, kötüler Muaviye’dir. Çalışma ve hizmet aşkımız Hz. Hüseyin; kinlerimiz, nefsani isteklerimiz, kibir ve gururlarımız Muaviye demektir. Kendimizi hep kontrol etmeliyiz, acaba kimin tarafındayız?
“Musa ile Tur’da olan/ Mansur ile darda olan/ Kerbela’da zorda olan/ Erenlere selam olsun”

1 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.