Kubbealtı Lugatı’nda “vefa” kelimesi için şu tarifler yapılmış:
“Vefa: Sözünde durma, verilen sözü yerine getirme. / Dostluk ve muhabbette sebat etme, sevgide süreklilik, bağlılık ve sadakat.
/ Ezelde bezm-i elestte Allah’a verilen söze sadık kalma.”
Bu yazının konusu ikinci anlamla ilgilidir.
Buna göre vefa dostluk ve muhabette sebat etmek, kadir kıymet bilmek, değerleri takdir etmek gibi manalar taşır. Bizde kıymetli kültür ve sanat insanları genellikle ölümlerinden sonra yad edilir, haklarında vefatlarını müteakip merasimler düzenlenir. Oysa bu tür kimseleri sağken de anmak ve hatırlamak daha iyidir.
İstanbul Üniversitesi’nin böyle bir faaliyetinden yeni haberim oldu. Bu Üniversitemiz 2016’dan beri “Vefa Günleri” düzenlemekteymiş. Ne kadar takdire değer bir hareket. Bir yığın gündelik telaş arasında ülkemizin anılmaya değer bilim, fikir ve sanat adamlarını hatırlamak, onları davet edip bir toplantı yapmak fevkalade saygı duyulacak ve sevinilecek bir iş.
Şimdiye kadar Mertol Tulum, Fuat Sezgin, Mübahat Kütükoğlu, Ümit Meriç, Nurhan Atasoy, İlhan Akın, Alaeddin Yavaşca, Sezai Karakoç ve Salih Tuğ için Vefa Günü düzenlenmiş.
KÜLTÜR AKTARICISI
İstanbul Ü. 11’inci Vefa Günü’nü 8 Şubat 2022’de Prof. Uğur Derman için düzenledi. 1935 doğumlu, 87 yaşındaki bu zarif, çelebi, ehl-i dil ve sanatkar insan aslında yeterince tanınıyor. Sanat ve fikir çevreleri bu güzel insana hep teveccüh gösterir. Onun adına vefa günü tertip eden İstanbul Üniversitemiz aslında kendine bir değer katmış oldu. Programda Beşir Ayvazoğlu, İsmail Kara, İskender Pala, Baha Tanman ve Rektör Mahmut Ak birer konuşma yaptılar.
M. Uğur Derman
Uğur Derman eczacılık tahsili yapmış nasipli bir kimsedir. Osmanlı’nın son neslinden fikir, edebiyat ve sanat ehliyle karşılaşmış ve onlardan feyz alarak öğrendiklerini günümüze aktarmıştır. Hat, süsleme ve ebru sanatlarının uygulamasıyla olduğu kadar, asıl tarihiyle, malzemesiyle ve düşünce boyutuyla da derinlemesine ilgilenmiş, bu kadim sanatların aslına uygun şekilde yeni nesillere tanıtılmasında büyük hizmet görmüştür. Bu konularda yüze yakın eseri vardır. Bunların hemen hepsi Uğur Derman titizliğiyle hazırlandığı gibi gene aynı kalitede basılmıştır.
İRFAN EHLİ
Uğur Derman Bey’in 60 yıllık ömründe yazdığı hat, sanat, tarih, fikir ve edebiyat yüklü yüzlerce makalesi “Ömrümün Bereketi” adlı anlamlı bir isimle 4 büyük cilt halinde Kubbealtı Neşriyatı arasında çıkmıştır. Bu makaleler yazarın en son birikimiyle zenginleştirilip yeniden ele alınarak yayına hazırlandı.
Uğur Bey, hat uzmanlığı yanında bir irfan adamıdır. Zengin bir edebiyat ve tasavvuf kültürü birikimine sahiptir.
İstanbul irfan ve medeniyetinin son temsilcilerinden biri sayılır. Eserlerinde bütün bunların yansımaları görülür. Yazılarında sadece maddi ve beşeri unsurları ifade etmek veya soğuk teknik bilgiler vermekle kalmaz. Bunlar arasında ustalıkla yerleştirilmiş derin manalı beyitler, ruhi-manevi zenginliği yansıtan ve yer yer eğlenceli nükte ve olaylara yer verir. Bazen sevinçli bazen hüzünlü, ama her daim vakur ve asil İstanbul insanı örnekleri görülür.
Uğur Bey Samiha Ayverdi’nin “kalemini hokka yerine gönlüne batırıp yazan” biri olduğunu ifade eder. Bu söz onun için de aynıyla geçerlidir. Kendisine sağlıklı ve uzun ömürler dilerim.
(Programdan beni haberdar eden Aydın Yüksel’e teşekkürlerimle)
Bir yanıt bırakın