Ümitsizlik Yok

Coğrafi ve beşeri olarak zor bir bölgede yaşıyoruz. Ülkemiz dünyanın kilit noktalarından biri. Bu topraklara sekiz-dokuz yüz sene önce geldik. Uzun uğraşlar ve zorlu mücadeleler sonucu, buraları kendimize vatan yaptık. Uğruna öldük, can verdik, kan verdik.

Balkanlara adım attık, bir büyük medeniyet kurduk. Üç kıtada hakimiyetimiz 6 yüzyıl sürdü. Bu geniş topraklarda Pax Otomana (Osmanlı barışı) denen bir huzur ve istikrar havzası oluşturduk.

Hristiyan Avrupa İstanbul’u unutamadı. Balkan topraklarındaki egemenliğimizi hazmedemedi. Orta çağlarda Haçlı Seferleri düzenleyerek bizi buralardan söküp atmak istedi. Anadolu Selçukluları bunları her defasında geri püskürttü.

Bu isteklerinden hiç vazgeçmediler. Sonunda Balkanları terke mecbur kaldık. Selimiye’nin zarif minareleri sınır bekçisi oldu, Edirne’den sonrası elimizden çıktı.

Sevr Antlaşması’yla bizi Anadolu bozkırlarında birkaç vilayete hapsetmek istediler. Milletimiz buna razı olmadı, son bir şahlanışla İstiklal Savaşı’nı kazandık ve şimdiki hudutlarımız çizildi.

Sınırlarımızın çoğu yapaydı, coğrafi şartlara uymuyordu. Hısım akrabalarımızın, soydaşlarımızın bir kısmı dışarıda kalmıştı. Sınırlar bilerek böyle çizilmiş ve zorla kabul ettirilmişti. Bu yüzden hesap bir türlü kapanmadı. 

Cumhuriyet kuruldu, yoksul ve yorgunduk. 40-50 yılda ancak kendimize gelebildik. Demokrasiyi, çok partili sistemi benimsedik. Seçim sisteminin her türlüsünü denedik. Gördük ki koalisyon kültürümüz zayıftır. Koalisyon hükümetleri döneminde yıllarımız heba oldu. Kalkınma hamleleri güçlü tek parti zamanlarında gerçekleşti.

1 Kasım seçimleriyle AK Parti yüzde 50’ye yakın oy aldı. Yeni bir sıçrama devrini yakalama imkanı doğdu. Muhalif muvafık büyük çoğunluk ümitli bir bekleyişe girdi. 

Dış kaynaklı komplo teorilerine inanmak istemezdim. Üç aydır olup bitenlere bakınca artık inanmaya başladım. Nasıl olduğunu bilemediğimiz Rus uçağının düşürülmesi sonucu, yedi düvel karşımıza geçti. Suriye denkleminin dışında kaldık.

Güneydoğu’daki hendekli PKK direnişi can sıkmaya başladı. Asker ve polisimiz habire şehit veriyor. Büyük kamuoyu desteğine rağmen bu iş biraz daha uzarsa sıkıntı doğacak.

Sözde aydınların bildirisi bunun bir işareti. Devlet kendini koruma refleksi ile bildiricilere soruşturma açıyor. Böylece onların yaratmak istediği olumsuz etki büyüyor. Oysa görmezlikten gelinseydi unutulup giderdi.

Sultanahmet bombası imajımıza büyük zarar verdi. Ruslarla bozuşmamız ekonomide yara açarken, bomba ile turizm gelirlerimiz tehdit altına girdi.

Biliyorum yazı çok karamsar oldu. Ama ümitsizliğe kapılmayacağız. Yüksek dağların başında duman eksik olmaz. Büyük başın derdi büyük olur. Biz güçlü ve köklü bir milletiz. Bugüne kadar ne badireler atlattık. Milletçe biraz sıkıntı çeksek de bunların da üstesinden geleceğiz. Yeter ki inancımızı ve birliğimiz kaybetmeyelim.

2 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.