Medine’deyiz, fırsat buldukça beş vakit namazı Mescid-i Nebi’de kıldık. Bu geniş mabette ses düzeni gayet güzel, parazit, cızırtı yok. Ama volüm biraz yüksek, Mekke’de Mescid-i haramda da aynı durum var.
Mescid-i Nebi’nin ve Kabe’nin dört bir tarafı çok katlı otellerle dolu. Dünyanın meşhur otel zincirlerinin binaları var. Halen de yenileri yapılmaya devam ediyor. Keşke vaktinde iyi düşünülüp, bu kutsal mekanların çevresindeki yapılar alçaktan başlayıp geriye doğru gittikçe yükselen bir plana göre yapılsaydı.
CENNETÜ’L-BAKIY
Mescid-i Nebinin doğusunda Bakıy mezarlığı yer alır. Burada Peygamber Efendimizin yakınları ve ashaptan birçoğu gömülüdür. Vahhabiler mezar yapımına karşı olduklarından, hiçbirinin kabir taşı yoktur. Çakıl taşlarından küçük tümsekler şeklinde dizilmiş kişiliksiz ve kimliksiz bir yer. Temiz ve bakımlı, fakat ağaçsız kupkuru bir alandır. Ziyaret için hanımlar içeri alınmamaktadır. Peygamber Efendimiz burayı zaman zaman ziyaret ederdi.
UHUT ŞEHİTLİĞİ
Medine’ye 5 km mesafede Uhud dağının eteklerinde Uhud Şehitliğine gittik. Şehitlik bir telörgü ile çevrili. Mezarlar burada da aynı durumda. Yakınına büyük bir cami yapılmış.
Uhud’un İslam tarihinde acı bir hatırası var. Bedir’de yenilen Mekkeli müşrikler büyük bir ordu toplayıp Medine üzerine yürüdü. Müslümanlar Uhud dağının eteklerinde mevzilendi. Hz. Peygamber (as), Uhud’un karşısında stratejik önemi olan Ayneyn geçidine 50 kişilik okçu birliği yerleştirdi. Kendisinden izin almadan burayı asla terk etmemelerini sıkıca tenbih etti.
Çatışma başladı, müşrik ordusu bozguna uğrayıp kaçmaya başladı. Bunu gören okçulardan birkaçı hariç, nasıl olsa galip geldik diye düşünüp sırf ganimet toplamak amacıyla yerlerini terk ettiler. Arkada bekleyen 300 kişilik atlı birliği Ayneyn geçidinden içeri girdiler, kaçan müşrikler de geri döndü. Böylece Müslümanlar iki ateş arasında geri kalmış oldu.
Peygamber Efendimizin dişi kırıldı, yüzü yaralandı, dağa çekilerek bir mağaraya sığındı. Başta Hz. Hamza olmak üzere 70 şehit verildi. Oldukları yere defnedildiler. Hz. Peygamber (as) Uhud şehitlerini sık sık ziyaret ederdi. Biz de Fatihalar okuyarak o günleri zihnimizde canlandırmaya çalıştık.
HURMA BAHÇESİ
Medine civarında bir hurma bahçesine gittik. Burayı Adanalı bir iş adamı kiralamış. Cerbezeli, becerikli biri. Hac ve umre için gelen Türkler ziyaret edip hurma alıyor. Bir hayli müşterisi var. Çok geniş bir mekan, hurma ağaçlarının altına konmuş masa ve sandalyelere oturduk.
Önce hurmanın ağacı, yetişmesi ve faziletlerine dair bilgiler verdi. Bu ağacın yetişmesi, büyümesi, meyveye durması ile insan hayatı arasında bir benzerlik olduğunu öğrendik. Hurmanın yüzlerce çeşidi arasında Peygamber Efendimizin yetiştirdiği söylenen “Acve”nin en kaliteli ve pahalı hurma olduğunu dinledik. Daha sonra burada hurma alış verişi yapıldı. (Devam edecek)
Bir yanıt bırakın