27-28 Nisanda “İzmir Göç ve Mübadele Sempozyumu” yapıldı. Kültürpark’taki İzmir Sanat’ta 2 gün boyunca katılım ve ilgi iyiydi.
Dinleyicilerin çoğu sanırım göçler ve mübadele yoluyla gelenlerin çocukları ve torunlarıydı.
Tartışma ve soru cevap bölümleri canlı geçti.
Bazı notlar:
Prof. Nedim İpek göç ve mübadele konuları üzerinde çalışmış bir tarihçi. Bir tespiti şöyle:
“Türkler değerlerini yaşayabildikleri yerde kalırlar; ne zaman ki değerlerini yaşayamaz hale gelirlerse o vakit göç ederler.”
MUHACİR-MÜBADİL
Nedim Bey esprili biri, şunu anlattı: bilgisayarın devreye girmediği senelerde bir gün hastanede poliklinik sekreteri gelenlerin kayıtlarını yapıyor.
Önümdeki şahıs doğum yeri olarak “Selanik” deyince genç sekreter biraz şaşkınlıkla baktı.
Ben açıklama yaptım, “Muhacir” dedim. Adam yarı öfkeyle:
“Hayır muhacir değil, mübadil!” dedi.
Açıklayalım: Muhacir göçmen demek. Türkiye Balkanlardan ve başka yerlerden çok göç almıştır.
Lozan’dan sonra Yunanistan’la bir mübadele anlaşması yapıldı.
Türkiye’deki Rumlar Yunanistan’a gitti, oradaki Türk ve Müslümanlar Türkiye’ye geldi.
Bunların çoğu daha iyi şartlar altında göç etti.
O yüzden kendilerini muhacirlerden farklı görürüler.
SEFERİHİSAR’DAKİ ŞEYH
Ferhat Berber İzmir ve havalisine Kafkasya göçlerini anlatırken 1800 başlarında Seferihisar’a Çerkes göçleri olduğunu söyledi.
Bir belgenin satır aralarında rastladığı şu bilgiyi nakletti: Göçle gelen etkili bir şeyhin birkaç sene içinde 2-3 bin mürit edindiğini yazılıdır. Ne yazık ki bu şeyhin adı ve tarikatı hakkında bir bilgi yoktur.
Tebliğ sunanlardan Slobon Iliç bir Sırp bilim adamı. Arapça olarak bir Filistin atasözü nakkletti:
“Men la vatane lehu la keramete leh.” Anlamı:
“Vatanı olmayanın onuru, saygınlığı yoktur.” Müberra Bağcı Türkiye’ye mübadele ile gelenler nispeten daha sıcak karşılanmasına rağmen, Yunanistan’a giden Rumların dışlandığını söyledi.
İZMİR SANAT?
Sempozyum verimli ve başarılı idi. Yapıldığı yer: İzmir Sanat.
Fuarın içinde nerede olduğunu sormadan bulamazsınız.
Nedense yerini gösterecek levhalar konmamış. Adı da eksikli:
İzmir Sanat?.. İsmi tamamlayan bir kelime olmalı: “İzmir Sanat Merkezi/ Salonu” gibi.
Burada devamlı kültür ve sanat etkinliği oluyor. Bir bakıma Büyükşehir Belediyesinin vitrinlerinden biridir. 308 koltuklu salon ve ayrıca sergi alanı için tuvalet olarak sadece 2 kabini var, onların da temizliği yetersiz, tuvalet kağıdı yok.
KÜLTÜRPARK
Eskiden buranın adı “Fuar” idi, özellikle fuar günlerinde panayır yeri gibi olurdu. Şimdi ise “Kültürpark” adına daha layık olmuş.
Bu yıl Kültürparkta açılan 22.
TÜYAP Kitap Fuarı’na ilgi daha fazla. Ziyaretçilerin sayısı daha çok ve kitap satışları iyi.
Konferanslar ilgi gördü. Benim şahit olduğum Cemalnur Sargut ve Mahmut Erol Kılıç konferanslarına büyük alaka vardı.
Bir yanıt bırakın