
İnsan teki neden hayatından çekilenlere hüzünlenir ki? Bu üzülme eylemini nerede aramak lazımdır? Mayamızda mı yoksa nefsimizde mi? Yoksa Sezai Karakoç’un deyimiyle kaderin üstündeki kaderde mi?
Hem “çekilmek” dediğimiz eylem olumsuz mudur? Birilerinin ya da bir şeylerin bizim hayatımızdan çekilmeye ya da çıkmaya hakları yok mudur? Eğer bir şey tabiatında değilse ona gitmek hakkı verilir. Çünkü bu ontolojik gerekliliktir. Ontolojik gereklilik, şey’in ve varlığın tabiatında akmasıdır.
Terk eylendik bir bir
Eskiler şimdi düşünür dururlar kendilerine ait zamanları. Bazen bizler de o kadimlerin haline şahit tutulur da şaşırırız ne varmış canım bunda der dururuz da anlayamayız ya da anlamamazlıktan geliriz. Ah insan zaten bir anlasa susar. Ahmet Haşim’e “Müslüman Saati”ni yazdıran İrade’yi ya da zamanın bizden çekilmesini düşünmek gerek. İnsandan giden şey aslında zamandır. Zaman gittikçe de insan kendine yabancılaşır.
Önce zaman terk eyledi bizi. Bizler yatsıda yatan ve seherde uyanan insanlar olmaktan çıktık. Zaman alındı bizden. Gece uyku için bahşedilirken bugün laf u güzaf için harcanıyor. Gündüz öğleni bile geçe uyanan kaç arkadaşınız, eşiniz, dostunuz var? Ya da siz ya da biz mi öğleni geçe mi uyanır olduk?
Sonra güzel insanlar gitti bizden. Güzel insanlar güzel atlara binip gittiler. Gitmekle kalmadılar; kendilerine ait ne varsa hepsini bizim hayatımızdan aıp götürdüler. Belki muhkem bir vakitte yine gelirler. Belki nasip olursa biz de görürüz. Ya da çocuklarımız güzel insanların öyküleriyle büyürse onlar geldiklerinde o güzel insanları tanırlar, bilişirler ve onlara mehabbet ederler.
Güzel sözler de terk eyledi
Güzel adamlarla giden şeylerden biri de şüphe yok ki bize ait olan, bizi Müslüman kılan yazı. Bir anda o güzel adamların alfabesine ve diline yabancı kılındık. Sonra onların diliyle evlerimizi, iş yerlerimizi süsleyen levhalar yola revan oldular. Yahu hayatımızda insana kendini hatırlatan ne kaldı ki? Hangi söz bizi kendimize getiriyor ki? Modern kapitalist ahlaksızlığın “çalış, hamal ol, para kazan ve bol bol harca, mutlu ol” aymazlığı mı. Asla ve dahi asla.
Mehmet Demirci’nin Kubbealtı’ndan çıkan 40 Levha 40 Yorum adlı eseri kitaplığımda yerini aldığında, her akşam bir levha ile muhatap olup mehabbet edince, o levhalarından her birini gece duama katınca bir kez daha anladım ki yitiğimiz çok büyük. Hem de çok. Yitiğimizle aramızda derin bir uçurum kurmuş ve köprü dahil bir bağ bırakmamışız aramızda.
Mehmet Demirci mezkûr eserde 40 levhayı kitap formatında hatırlamak için bizim hizmetimize sunuyor. 40 levhanın 34’ü Uğur Derman’ın arşivinden çıkmış. Öpülesi, koklanası, düşünülesi levhalar. Neler yok ki levhalarda:
Besmelenin anlamı: Allah adın zikredelim evvela/Vacip oldur cümle işte her kula/Hattat: Hulusi Yazgan
İsm-i Celâl: Allah: “Onun benzeri yoktur.”/Hattat Mehmed Özçay
Gerçek Varlık Kim? Küllü men aleyha fan: Ölümden ne korkarsın-Korkma ebedi varsın/ Hattat Hacı Nafiz Bey
Allah Güzeldir innallahe cemilun yuhibbü’l-cemal: hangi harfi yoklasan manası hep Allah çıkar/Hattat Şefik Bey
Allah Yeter Hasbünallah: Allah’a dayan, say’e sarıl hikmete ram ol/ Hattat Şefik Bey
Allah Kuluna Kafidir Eleysallahü bikâfin abdehu/Hattat Yesarizade Mustafa İzzet Efendi
Maşallah/Hattat Osman Özçay
Tevhid Kelimesi La ilahe illallah Muhammedün Resullullah/Hattat Tugrakeş İsmail Hakkı Altunbezer
Muhammed(SAV): Senin aşkın kamu derde/Devadır ya Resullallah/Hattat Ali Alpaslan
Levlâke Levlâk Levlâke levlâk lemâ halaktü’l-eflâk/Hattat: Hasan Rıza Efendi
Muhabbet-muhammed Muhabbetten Muhammed oldu Hasıl/Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl/Hattat Şefik Bey
Ehl-i Beyt Sevgisi Allah, Muhammed, Fatima, Ali, Hasan, Hüseyin/Hattat Kadıasker Mustafa İzzet Efendi
Annelerimiz el-Cennetü tahte akdami’l-ümmehat/Hattat Hacı Nazif Bey
Edep Ya HU: Her hüner makbul imiş, illâ edep illâ edep/Hattat Tugrakeş İsmail Hakkı Altunbezer
Niyetler ve İşler innemel a’malü binniyat/Hattat Hamid Aytaç
Hayırlı İnsan Hayru’n-nâs men yenfahu’n-nas/Hattat Mehmed Özçay
Sabreden Zafere Ulaşır Men sabera zafere/Hattat Macid Ayral
Tevazu/Men tevazaa rafeahullah/Hattat Ahmet Demir
Kalb-i Selim Yevme lâ-yenfau malun ve la benûn İllâ men etallahe bi-kalbin selim/Hattat Filibeli Hacı Arif Efendi
Şükür el-hamdü lillahi ala külli hal/ Hattat Tugrakeş İsmail Hakkı Altunbezer
İyilik Kötülüğü Yok Eder inne’l hasenati tüzhibne’s-Seyyiat/Hattat Hacı Nafiz Bey
Mümin Müminin Aynasıdır El-mü’minü mir’âtü’l-Mü’Min/Hattat Ahmet Demir
Veren El Alan El el-Yedü’l ulya hayrun min yedi’s-sufla//Hattat Ahmet Demir
Takva Sahibi Olmak İnne ekrameküm indellahi etkaküm/Ömer Vasfi Efendi
İlim Rütbesi Rütbetü’l-ilmi a’le’r-rüteb/Hattat Hacı Nazif Bey
Kendini Bilmek Men arefe nefsehu fekad arafe Rabbeh/Hattat Filibeli Hacı Arif Efendi
Bilmek-Bulmak ve fevka külli zi-ilimin alim/ Hattat Tugrakeş İsmail Hakkı Altunbezer
Yakin Nedir? Va’bud rabbeke hatta ye’tike’l-yakin/Hattat Mehmet Özçay
Rabbimizin Lutfu Haza min fazlı Rabbi/ Hattat Halim Özyazıcı
Çifte Vav/ Hattat Mehmed Özçay
Rızık Allah’tandır er-Rızku al-Allah/ Hattat Tugrakeş İsmail Hakkı Altunbezer
Nur Üstüne Nur Nurun âla Nur/Hattat Osman Özçay
Bu da Geçer Ya HU/ Hattat Tugrakeş İsmail Hakkı Altunbezer
Hikmet-Korku Re’sü’l-hikmeti mehafetullah/Hacı Hacı Nazif Bey
Rabbi Yessir Rabbi yessir ve la-tüassir, Rabbi temmim bi’l-hayr/Hattat Macid Ayral
Ya Vedud/Hattat Hüseyin Öksüz
Zikir ve Huzur El’a bi-zikrillahi tatmeinnü’l-kulub/Hattat Hulusi Yazgan
Nasrun Minallah Nasrun minallahi ve fethun karib/Hattat Abdülfettah Efendi
Allah’tan Ümidi Kesmeyin La taknetü min rahmetillah/Hattat Macid Ayral
Ne güzel bir iifade: Allah’tan ümid kesmemek… Her an ihtiyacımız olan, hatırlaması bizim çin zorunlu bir söz… Efendim, isteriz levha ifadelerini okuyalım ve kendimize dönelim.
Harbiden yazı bizim hayatımızdan neden çekildi?
Zeki Dursun haber verdi
Kaynak:www.dunyabizim.com
Bir yanıt yazın