Mimar Dr. Kamil Uğurlu bugün 80 yaşında bir delikanlı. Hadim’in Aladağ köyünde doğdu. İlkokulu Karaman’da Lise’yi Konya’da okudu. İstanbul Devlet güzel sanatlar Akademisi’ni bitirdi. Kardeşleriyle birlikte kurduğu firma marifetiyle piyasada iş yaptı, Konya’da, Ankara’da İstanbul’da önemli projeler yürüttü. Yurt dışında inşaatlar yaptı. Selçuk Üniversitesi’nde Mimarlık tarihi dersleri verdi. Tolu Konut İdaresi ve Karaman Belediye Başkanlığı yaptı.
Kamil Uğurlu şairdir, yazardır. Emsali az bulunan şehir tarihleri yazdı. Son kitabı yeni çıktı: “Arif Ağa’nın Tuz Değirmeni”. Alt başlığı şöyle: “Bir Türkmen Ailesinin Sıradışı Öyküsü” (Türk Edebiyatı Vakfı yayını, Nisan 2021). Arif Ağa, Kamil Uğurlu’nun babasıdır. Takdim yazısında şöyle diyor:
“Bu kitap bir ailenin öyküsüdür. Anadolu’nun ortasında birçok benzerinin bulunduğu bir aile. Bazen hayatın kıyısında kalmış, umutlarını ve gayelerini yitirme mücadelesinde zaman zaman hayal kırıklığı ve umarsızlığa düşmüş, düşmekten kaçamamış bir aile. (..) Onlar hayatın hem dehşetini hem ihtişamını yaşadılar. Dünya onlar için bazen kasırga, deprem, tufan, yangın yeri, bazen de Göksu vadisinde, (Konya) Meram’da ağaçlar ve güller içinde “saray” oldu.”
ARİF ÇAVUŞ VE EŞİ
Arif Ağa olağan üstü meziyetlere sahip, mücadeleci, ileri görüşlü, dindar, güzel ahlaklı, sağlam karakterli bir Anadolu insanıdır, Asil bir aileden gelmektedir. Köyünün muhtarıdır, itibarlı ve sevilen bir kimsedir. Onun bir arzusu vardır: Çocuklarını okutmak. Onun için köyündeki huzurlu hayatını bırakıp, 40’lı yıllarda Karaman’a göçer. O günün şartları çok ağırdır, hayat zordur, yol yoktur, araç yoktur, yoksulluk diz boyudur. Tahsil yaptırmak uğruna ilk yıllarda Karaman’da bakımsızlıktan dolayı ilk iki evladını kaybeder, fakat yılmaz, sonraki 3 oğluna iyi tahsiller yaptırır.
Kamil Uğurlu eserinde değerli insan tahlilleri yapar. Köyünün, Karaman’ın Konya’nın halk ağzını yeri geldikçe başarıyla yansıtır. Bütün bu bölgelerin adetlerini, sevinç ve kederlerini, yemeklerini bazen ayrıntılı biçimde ele alır. Kitapta çok çeşitli insan tiplerine rastlarız.
Yazar, annesine hayrandır. Fatma Hanım’ın okuma yazması bile yoktur, fakat irfan sahibi bir Türk kadınıdır. “Bu serüveni sürükleyen “filmin esas kızı” Arif Çavuş’un karısıydı. Efsanelerden bir kadındı. Güzel bir Türkmen geliniydi. (Kocasına) yoldaş oldu. Yaptığı hatalarda ümitsizliğe düşmesini önledi. Her zaman selim bir akılla kararlı, dik duruşlu, sadık, akıllı yoldaşı oldu. En umutsuz zamanlarda bir filika buldu, icat etti, kaptanı ve tayfaları kurtardı. Ama hiç öne çıkmadı. Arif Çavuş ona hayrandı. Fakat bunu hayatı boyunca belli etmedi, Fatma Hanım da bunu beklemedi.”
BİR DEVRİN AYNASI
Kamil Uğurlu’nun ifadesiyle, kitapta anlatılanlar sadece bir aile serüveni olmayıp; bir milletin 1920’lerden 2000’li yıllara uzanan geçmişinin, Cumhuriyet döneminin son derece çalkantılı, zor ve ıstıraplı 80 yılının hikayesidir. Arif Çavuş ve çocuklarının hayatı ve yaşadıklarına, Türk milletinin bu yıllarda verdiği amansız mücadeleden bir ailenin nasibine düşenler olarak bakılabilir.
İleride kitaptan bazı ilgi çekici olaylar aktarmayı düşünüyorum.
Bir yanıt bırakın