Anadolu baştanbaşa şehit ve gaziler yurdudur. Bilhassa gazi-dervişler, bu toprakların vatanımız olmasında büyük hizmet gördüler ve görmeye devam ediyorlar.
Onlar geçmişte bu ülkeyi fethettikleri gibi, sonraki yıllarda da türbeleriyle yaşamayı sürdürdüler. Dertliler için devaya, kırık gönüller için şifaya vesile oldular. Türbelerimiz bulundukları mekânı sahiplendiler, beklediler; bizim târihimizle, kültürümüzle bağımızı devam ettirdiler. Bu bağ, deden toruna onların hikâye ve menkıbeleri anlatılarak sağlandı.
İzmir’i fetheden askerler arasında da yüksek mâneviyetli gazâ erleri, gazi dervişler vardı. Halkımız bunların bir kısmını unutmadı, üzerlerine türbeler yaparak onları yaşattı.
Bu türbelerden biri de İzmir Bornova’da “Alişir, Beşir, Nezir Kardeşler”e ait olanıdır. İsimlerini ilk defa bir sempozyumda İzmir şehir târihçisi Prof. Tuncer Baykara’dan duymuştum.
Bu gazilerin medfun bulunduğu türbe Bornova Ergene Mahallesi No: 44’te Büyük Cami’nin (Hüseyin İsa Bey Camii) avlusunun kuzeydoğusunda 538. ve 453. sokakların kesiştiği yerdedir. Giriş kapısı câmi avlusunun içerisindedir.
Türbenin kapısında yeni harflerle “Alişir Beşir Nezir Gazi Hazretleri” yazılı. . Türbenin 453. sokaktan görülen duvarında ise “Seyyit Battal Gazi’nin Torunları Alişir Beşir Nezir Hazretleri” yazılı bir mermer levha bulunmaktadır. Türbenin içinde üç sanduka var.
Türbenin mimari yapısı üzerinde incelemelerde bulunan İlhami Bilgin, Anadolu Selçukluları ve Beylikler devri türbe formunda ve ‘XIV-XV. yüzyıl türbe biçimlerinin Bornova’da uygulanmış bir çeşitlemesi olarak düşünülebilir’ şeklindeki bir kanaate ulaşmıştır.[1]
Battal Gazi, Emeviler devrinde Anadolu’da Bizans’a karşı yapılan savaşlarda ün kazanmış ve Türkler arasında büyük bir gazi-veli hüviyetiyle yüceltilip destan kahramanı yapılmış kimsedir. Battal Gazi’nin menkıbevî şahsiyeti fetih ve gazâ ruhuyla dolu Anadolu Türkleri arasında çok sevildi. Onlar bu Müslüman Arap kumandanını bir Türk gazisi şeklinde düşündüler. 12. Ve 13. Asırlarda Battalâname’yi buna göre yazdılar.
Battal Gazi’nin Türkler arasında bu kadar çok sevilip bir gazi-velî (veya alp eren) hüviyetiyle yüceltilmesinde, şehid düştüğü yerde eski bir Bizans manastırının yanında bulunan mezarının I. Alâeddin Keykubad’ın (1220-1237) annesi tarafından bir rüya sonucu keşfedildiğini nakleden rivayetin herhalde önemli bir katkısı bulunmalıdır. Nitekim I. Gıyâseddin Keyhusrev, hanımının arzusu ile buraya derhal bir türbe ve bir de mescid yaptırmıştır. Böylece ileride Osmanlılar devrinde büyük bir külliye haline gelecek olan binaların (Seyyid Battal Gazi Külliyesi) ilkinin temeli atılmış oluyordu. Burası Anadolu Selçukluları devrinden itibaren kısa zamanda bir ziyaretgâh haline gelerek bir yerleşme merkezi olmuş ve bugünkü Seyitgazi kasabası kurulmuştur.[2]
Bornova halkı arasında Battal Gazi’nin yedi oğlundan üçünün konumuz olan türbede yattığı, diğerlerinin ise Bornova’nın değişik yerlerinde kabirlerinin bulunduğuna inanılmaktadır. Bir rivayete göre; Bornova “Şehitler Camii’nde Topçu Tugayı ile lojmanların arasında, Işıkkent’te otoyol civarında ve Laka Deresinin yanı başında birer yatır mevcuttur. Halk bunların Bornova Büyük Cami avlusundakilerle kardeş olduklarına inanmaktadır.”[3]
Vehbi Günay’ın beyanına göre ise “…bu yatırlar; Bornova Şehitler Camii’nde, Bayraklı’da mahalle içinde. Doğançay köyünde ve Çamiçi köyünün üstündedir.” [4] Halkın inanışına göre şehit düşmüş bu yedi kardeş yılda bir defa buluşurlar.
Sözü edilen üç kardeşten ikisiyle ilgili yazılı belge olarak Veli Baba Nenakıbnamesi’nde bilgi vardır. Beşir ve Nezir, Battal Gazi’nin oğulları ve “eş-şehîd fî İzmir” (İzmir’de şehit) olarak yer alır.[5] Bu üç gazi kardeş, Battal Gazi’nin torunu olarak da bilinir.
Türbede yatan Alişir, Beşir ve Nezir kardeşler hakkında başkaca bir kaynağa rastlamadım. Târihi bilgilerin yetersiz olduğu durumlarda menkıbeler devreye girer ve bunlar halk muhayyilesini besler. Menkıbelerde zaman kavramı esnektir, kronoloji pek dikkate alınmaz.
Târihe dönecek olursak, Bornova’ya ilk olarak 1076’da Çakabey adım attı. Asıl kalıcı fetih 1300’lerin başlarında Aydınoğulları zamanında gerçekleşti. Değerli târihçi Prof. Dr. Tuncer Baykara’nın kanaati Alişir, Beşir, Nezir kardeşlerin, bu sonuncu fetih sırasında şehit düştükleri yönündedir. Türbenin Beylikler dönemi özelliği taşıyan mimari yapısı bunu destekler mahiyettedir. Halk muhayyilesi onların hatıralarını, daha büyük şöhrete sahip olan Battal Gazi menkıbeleriyle birleştirmiş olmalıdır. Bu kardeşler o zamandan beri Bornova’yı beklemekte ve bize gazâ günlerinden esintiler taşımaktadır.
KAYNAKÇA
[1] Vehbi Günay, Bornova Osmanlı Kitabeleri, Ege Üniversitesi yayını, İzmir, 2014, s. 98 [2] Ahmet Yaşar Ocak, “Battal Gazi”, DİA, c. 5, s. 205 [3] Hasan Mert, Geçmişten Günümüze Bornova, Bornova Belediyesi yayını, İzmir, 2008, s. 95 [4] Vehbi Günay, age, s. 103 [5] Veli Baba Menâkıbnâmesi, yayına haz. Bedri Noyan, İstanbul, 1996, s. 129
Bir yanıt bırakın