Kısaca can; ruh, hayat, gönül, yürek, iç alem demektir. Azerbaycan’la Türkiye gönül birliğine sahiptir. “Bir millet iki devlet” sözü boşuna söylenmemiştir. Çok tekrarlandığı için bunun anlamı üzerinde durulmaz. Manasını düşünerek söylemeliyiz.
Her şeyden önce Azerbaycan’la dilimiz bir. Türk Cumhuriyetlerinin dilleri arasında bize en yakın olan Azerbaycan Türkçesi’dir. Sebebi şu: Türkiye Türkçesi ile Azerbaycan Türkçesi aynı dil ailesinden gelir. Biz arabadan ineriz, onlar düşer ama aynı yerde buluşuruz. Nesimi ve Fuzuli iki ülkenin de değerli şairleridir.
Irak ve Kerkük Türkmenleri Oğuz boyundan ve aynı dil ailesindendir. Kerkük civarında doğan Fuzuli, Türkiye ve Azerbaycan’ın en büyük ortak değerlerinden biridir. Fuzuli’nin en güzel heykeli Bakü’dedir.
1920 RUS HAKİMİYETİ
Türkiye Türkleri gibi Azerbaycan halkı da Oğuz boyundandır. Azerbaycan Hz. Ömer zamanında fethedildi (642). Ülke 7. ve 8. Asırlarda Müslüman Arap hakimiyeti altında yaşadı. 11. asırda Selçuklu egemenliğine girdi. Ardından Akkoyunlu ve Karakoyunlular devri gelir. 16. yüzyılda Safeviler, daha sonra Osmanlı hakimiyeti görülür.
Bunların hepsi Müslüman devletlerdi. 19. Asırda ise Azarbaycan’da Rusların hükümranlığı başladı. Ülke 1828 Kuzey ve Güney Azerbaycan diye ikiye bölündü. Güney Azerbaycan İran sınırları içinde kaldı. İran’ın sürekli asimilasyon politikalarına rağmen güney Azerbaycan halkı kimliklerini korumaya çalışıyorlar. Tebriz bir Azeri-Türk şehridir. Buradaki başarılı Traktör futbol takımını uzun süre Mustafa Denizli çalıştırdı.
Azerbaycan en büyük felaketi 1920 Rus hakimiyetinden sonra yaşadı. Sovyetlerin dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan ülkede. 1992 tarihinde ilk defa yapılan demokratik seçimlerde Halk Cephesi Lideri Ebulfez Elçibey Cumhurbaşkanı oldu.
Fakat ülkeyi rahat bırakmayan Rusya’dan silah ve destek alan Ermeniler Dağlık Karabağ’ı ele geçirdiler; bu esnada sivil halkın büyük kısmı mülteci durumuna düştüğü gibi bir kısmı da öldürüldü. Halen Azeri topraklarının % 20’lik kısmı Ermeni işgali altındadır.
ÇİLE DOLDU
Zamanla Azerbaycan ekonomik ve askeri yönden güçlendi. Ordusunun eğitim ve teçhizatına Türkiye de destek verdi. Bu son savaşta kısa zamanda işgal altındaki topraklarını kurtarmaları dileğimizdir.
Bu ülke her zaman gadre uğramıştır. Rus oyunuyla büyük bir parçası İran’a verildi. Nahcivan Özerk bölgesi Azerbaycan’a bağlıdır. Fakat ikisi arasındaki, tıpkı bir kama gibi toprak parçası Ermenistan’a sunuldu. Böylece Türkiye ile Azerbaycan’ın ana gövdesi sınırdaş olamadı. Elçibey ve Haydar Aliyev Nahcıvanlıdır.
“Çırpınırdın Karadeniz bakıp Türk’ün bayrağına” adlı hepimizin içini titreten hüzünlü parçanın şairi Ahmet Cevat ve bestecisi Üzeyir Hacıbeyli birer Azeri Türküdür. Bu eser, Azerbaycan halkını soykırımdan kurtarmak amacıyla Nuri Paşa komutasındaki Türk ordusunun 1918’de bu ülkeye gönderilmesi sebebiyle yazılıp bestelenmiştir. Nuri Paşa 130 şehit vererek Bolşevik askerlerinden ve Ermeni çetelerinden Bakü’yü kurtarmıştı, 15 Eylül 1918.
Bir yanıt bırakın