GELENEĞE SAHİP ÇIKMAK

Manisa Ege’nin önemli şehirlerinden biridir. Tarihi dokusu ve mimarisi, Yiğitbaş-ı Veli’si, Merkez Efendi’si, Şifahane’si, gelişmiş sanayisi ve insanıyla öne çıkar.

2012’de Büyükşehir olan Manisa 2 ilçeye bölündü: Şehzadeler ve Yunus Emre. İlk günlerde “Yunus Emre” için ne alaka? diyenler oldu. Manisa’nın Kula ilçesine bağlı Emre Köyü vardır. İşte orada Yunus Emre’yi yetiştiren Taptuk Emre’nin türbesi bulunmaktadır. Bu türbenin çevresinde her yıl Eylül ayında çok geniş katılımlı bir şölen düzenlenir. Çeşitli bölgelerden gelen binlerce insana yemek ikramı yapılır. İnsanlar türbede dua eder, görüşüp konuşur, eğlenirler. Böylece vatan, millet ve maneviyat bilinci canlanır.

İşte Yunus Emre ilçesinin adı Manisa sınırları içindeki bu kutsal mekan sebebiyle verilmiş, çok da iyi olmuş. Yunus Emre Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi, bu mübarek ismin hakkını vermekte, 3 yıldır bugünlerde “Yunus Emre Haftası” düzenlemektedir. Zengin bir programa sahip olan haftanın 2 etkinliğinden söz edeceğim.

AYN-I ALİ’DE AMİN ALAYI

Bunlardan bir temsili “Amin Alayı” törenidir. Kutsal bir mekan olan Ayn-ı Ali türbesi önünde yapılmaktadır. Bu yıl 17 Eylül Salı günü ikincisi gerçekleşen Amin Alayı, Ayn-ı Ali Türbesini ziyaretle başladı. Bu bizim tarihi bir geleneğimizdir. Sünnet ve Amin Alayı törenlerinde, önce çevredeki bir türbenin ziyaretiyle ve orada dua ederek başlanırdı.

Manisa’daki tören türbe ziyaretinin ardından, okul çocuklarının Yunus ilahileri söyleyerek parkı dolaşmasından sonra, ortaya konan platform üzerinde devam etti. Hepsini temsilen 2 çocuğa Besmele ve Rabbi Yessir okutulup, alfabenin ilk harfi yazdırıldı ve ardından zengin anlamlı bir dua yapıldı. Çocuklar, veliler ve kalabalık bir vatandaş topluluğu ilgiyle izlediler. Ardından herkese aşure ikram edildi.

YUNUS EMRE AHLAKI

Bu haftanın bilimsel ayağı Yunus Emre Sempozyumu’dur. Bu yıl üçüncüsü yapılıyor. Yurt içi ve yurt dışından 30 civarında bildiri sunuluyor. Açılış ve ilk oturumlar Perşembe günü idi. Bugün de devam ediyor. Bildirilerde Yunus Emre’nin çeşitli yönleri dil, edebiyat, tarih ve tasavvuf açısından ele alınıyor.

Benim tebliğim Yunus Emre’nin 2 şiirinden hareketle, onun ahlak anlayışı hakkındadır. Yunus, tasavvuf ahlakını yaşayan ve dile getiren büyük insandır. Bu ahlak lafta kalan değil, yaşanan, uygulanan gerçek ahlaktır. Öyle der Yunus Emre:

“Her kime kim dervişlik bağışlana/ Kalpı gide pak ola gümüşlene/ Nefesinden misk ü amber tüte/ Budağından il ü şar yemişlene/ Yaprağı dertli için derman ola/ Gölgesinde çok hayırlar işlene”

Tasavvuf ahlakına, Yunus Emre ve benzerlerine bütün insanlığın ihtiyacı vardır. Kendini sadece etten kemikten ibaret zannedip, bencillik ve ihtiras gibi kötü duyguların esiri olan insanoğlunu, sahip olduğu iç güzelliklerden ve manevi zenginliklerden haberdar edecek yol, Yunus’ların yoludur.

DÜZELTME: Pazartesi yazımda M. İsen’in müsteşar olduğu tarih 2012 yazılmış, 2002 olacak. Muhsin Macit de Muhittin Macit olacak.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.