İzmir Güzelyalı Hakim Efendi Camisi imamı İbrahim Edhem Sunar (1932-1990), güler yüzlü, cana yakın, alçak gönüllü bir cami hocasıydı. Herkesle dost olabilen bir yapıya sahipti. Cuma ve teravihlerde İzmir’in çok farklı yerlerinden gelen cemaati vardı.
Dr. Orhan Seyfi Yücetürk (1933-2014) İzmir İlahiyat Fakültesi hocasıydı. Girişken, gayretli ve medeni cesaret sahibi bir insandı. Çağrılan her yere gider, çeşitli toplum kesimlerinde yadırganmadan yer alabildi. İnanç ve düşüncelerini her yerde dile getirdi. İnsanlara İslam’ın “güler yüzü”yle hitap etmesini bilirdi. Dini bilgileri ve milli kültürümüzü, özünden taviz vermeden her ortamda anlattı ve etkili oldu.
İbrahim Edhem Hoca Orhan Bey’den 1979 ramazanında camisinde vaaz etmesini rica eder, o da bir ay boyunca teravih namazından önce konuşma yapar. Bayramdan sonra İbrahim Hoca, Orhan Bey’e ziyarete gelir ve bir cüzdan hediye eder, içinde o günün parasıyla 500 TL ve bir mektup vardır. Orhan Bey bu parayla İbrahim Hoca’ya bir hediye alarak evine gider ve iadeyi ziyarette bulunur.
Olayın sonu aşağıdaki 20.10.1979 tarihli mektupta. İki zarif insanın davranışları hayranlık verici.
ANLAMLI MEKTUP
“Orhan Seyfi Yücetürk Hocamıza
Eğer bir ücret düşünseydim, bunun miktarını tesbitten aciz kalırdım.
Eğer bir hediye düşünseydim o, hiçbir zaman şimdi takdim şey olamazdı.
“Ya bu ne” derseniz arzedeyim efendim:
Bundan 16 yıl önceydi. Bayram sabahı tebrikleşmek için sırası gelen zat geçip yan tarafıma oturmuştu.
Nihayet ikimiz kalınca kalktı, tebrik etti ve şöyle dedi:
Hocam sizi çok sevdim. Va’zınızla beni irşad ettiniz. Lütfen şununla bir çay içiniz. Ben de gayrı ihtiyari elimi uzattım. Avucuma konan bir nikel lira idi. Heyecanla öpüp alnıma kodum. Allah bana ve size bereket versin, dedim.
Adam beni taltif edecek bir şey verecekti. Cebinde ise sadece bir lirası kalmıştı. Zaten işsiz bir adam olduğu üstbaşından belliydi. Fakat öyle bir coşku içindeydi ki, cebinde ne olsa verirdi.
O tarihten beş yıl sonra bir ikinci olay:
Cuma namazından sonra şık ve asortik bir bey yaklaştı, iltifat etti elini uzatarak “Hocam şununla bir çay içiniz lütfen red etmeyiniz” dedi. Uzattığı mor bin liralıktı. Göz göze gelince tanıdım.
“Yok'” dedim. “Bu bin lira o bir liranın yerini tutmaz.” Geçen beş yıl içinde işporta şeklinde başladığı ticaret hayatıyla Allah, ona sermaye ve mağaza kazandırmış.
Benim de içimde minnet ve şükran coşkusu var, size takdim ettiğim şey kendi helal emeğimden, keyfiyette anlamı büyük ve fakat kemmiyette o adamın bir lirasına benzer bir hediye…
O adamınkine benzer coşkumu, davranışımı hoş karşılayacağınızı ümid ederim efendim.
47 yıllık hayatımda bir ay Allah için hizmet eden bir başka insana rastlamamıştım. Allah sa’yinizi meşkur eylesin. Amin.
İbrahim Edhem Sunar Hakim Efendi Camii İmam Hatibi” Bu konudan ve mektuptan bizleri haberdar eden, Orhan Bey’in oğlu Aziz Can Yücetürk’e teşekkür ederim.
İbrahim Edhem Sunar hakkında bir kitap yazmaktayım.
Elinde buna benzer bilgi ve belge olanlar bana ulaştırırsa sevinirim. (medeci42@gmail.com)
Bir yanıt bırakın