Mustafa Üzel’in internet ortamında “hattatlarimiz.blogspot” adlı zengin ve iddialı bir Hattatlar Ansiklopedisi var. Oradan öğrendiğimize göre yıllarca antikacılık piyasasında çalışmıştır.
Bu defa İzmir Mevlevihanesi isimli bir kitabı çıktı. M. Üzel kitabın her sayfasını yazarken mümkün olduğu kadar belgelere dayanarak en doğru bilgileri vermeye gayret ettiğini belirtir. Ayrıca İzmir Mevlevihanesi şeyhlerinin soyundan gelen aile bireyleri ile görüştüğünü ifade eder.
Yazarın da belirttiği gibi İzmir Mevlevihanesi “sadece bir tasavvuf merkezi değildi. Bir musiki ocağıydı, Neyzen Tevfik’in hamurunun yoğrulduğu yerdi. Rakım Elkutlu gibi bir üstadın yetiştiği okuldu (…) Mevlevihane’yi okurken aynı zamanda Jön Türkleri, İttihat ve Terakki’yi, padişah II. Abdülhamid’i okuyarak, bir dönemin İzmir’ini gözünüzde canlandıracak ve İzmir işgalini yaşayacaksınız.”
KİTABIN ÖZELLİĞİ
İzmir Mevlevihanesi hakkında makale, tebliğ, köşe yazısı gibi bazı yayınlar vardır. Ben “İzmir’de Tasavvuf Kültürü” adlı kitabımda konuya genişçe yer verdim (h. yayınları, 2017). Orada şöyle demiştim: “Kitabımızdaki en önemli bölüm İzmir Mevlevihanesi’dir. İlk defa bu çalışmada ele alınan konunun ayrı bir alaka çekeceğini umuyorum.”
M. Üzel’in kitabı İzmir Mevlevihanesi’yle ilgili ikinci önemli çalışmadır. Belirgin özelliği, İzmir’e gelen seyyahların yazdıklarından hareketle, dergahın iç mekanlarını anlatmasıdır. Ayrıca eski kroki ve resimlerle Mevlevihanenin yerini bir kere daha ortaya koymuştur.
Kitabın sonunda kullandığı çok sayıda belgenin resimleri yer almaktadır.
TARİH TESPİTİ
İzmir Mevlevihanesi’nin meşhur şeyhi Nureddin Efendi’nin doğum tarihi konusunda bazı tereddütler vardı. M. Üzel bu meseleyi açıklığa kavuşturmuş ve 1858 tarihinin doğru olduğunu belirtmiştir. Şifahen kendisinden öğrendiğime göre, Şeyh Nuri’nin (1858-1920) mevcut yakınlarının “soy ağacı” bilgileri bu tarihi doğrulamaktadır.
Hisar Camisi’ne girerken sol taraftaki şadırvanın tamir kitabesinin metni Şeyh Nuri’ye aittir. Ufak bir ipucundan hareketle bunu öğrenen M. Üzel konuyu takip ederek, önemli bir tespitte bulunmuştur.
Benimde yerinde gördüğüm kitabedeki şiirin tarih beyti şöyledir: “Bir düşer alemde Nuri bir tarih-i tam/ Akdı şadırvan-ı ra’nadan bu ma-i selsebil”
1293/1876 tarihli bu kitabeye göre Nuri Efendi o sırada 18 yaşındadır.
İZMİR’DE BİR ÇELEBİ
Yenikapı Mevlevihanesi’nin son şeyhi Abdülbaki Dede‘nin torunlarından biri, Çelebi Abdülkadir Baykara (d. 1950), 40 yıldan beri İzmir’de yaşamaktadır. Kendisinin İzmir Mevlevihanesi kitabının başında, Mevlevilik hakkında genel bilgi veren bir takrizi yer almaktadır.
7 sayfalık bu takrizde Mevlevilikteki sofra adabı, yemek gülbankleri dikkati çekiyor. Bu yazıdaki şu ifadeler ne hoştur: Mevlevilikte su içmeden bardak öpülür. Dervişler birbirinden bir şey alıp verirken o eşyayı hafifçe öperler. Gece yatarken yorganın ucu ve yastık öpülür. Bu harekete “görüşme” denir. Bu bir şükür ifadesidir. Her yerde Yaradan’ı görmek, verdiği bunca nimet için eşyadan hareketle O’na teşekkür etmek demektir.
Yazı şu beyitle son bulur: “Aşık isen can baş üzre gel beri/ Münkir isen bak kapıdan dön geri.”
İzmir Mevlevihanesi kitabıyla kültür ve irfan hayatımıza katkıları dolayısıyla Mutafa Üzel‘e ve sayın Çelebi‘ye teşekkürler.
Bir yanıt bırakın