İZMİR’E ÇILGIN PROJE

İzmir’in işgali sırasında Yunan subayına direnip şehit olan Fethi Bey’in Emir Sultan haziresine gömüldüğünü yazmıştık. 20. asrın başlarında orası muteber bir yerdi.

Şehirlerin de bir kaderi var. Zamanla İzmir’in ilk yerleşim yerleri yavaş yavaş terk edildi. Sonunda bakımsız ve köhne bir hale geldi. Öyle ki milli kahramanımız Şehit Fethi Bey’in kabri, bulunduğu yere layık görülmediği için oradan taşındı.

O eski semtlerde İzmir’in 600 yıllık tarihi yatmaktadır. Oraların ihmali v e kederine terk edilmesi üzücüdür. Geçmişimize karşı vefasızlıktır.

Oysa buraları, kültüre ve turizme kazandırılabilir. Avrupa’da örnekleri var. Otantik mini bölgeler, nostaljik sokaklar çok ilgi çekiyor.

Üsküp’te Bir Mahalle

Ben Üsküp’ü gördüm. Burası bir Osmanlı şehriydi. Bulgarlar hayli yıkım yaptılar. Ama nasılsa bir bölgeyi olduğu gibi korumuşlar. Aslına uygun şekilde restore etmişler. Yanılmıyorsam adı bile aynı: Hasan Paşa mahallesi. Burası da hafif bir yamaç. Kahverengi boyalı, kiremitli, bazısı iki katlı evler. Yüksek duvarlı küçük bir avluları var, içinde bir iki ağaç. Kimi lokanta, kimi küçük pansiyon olarak işletiliyor. Avlusuna girince, içinde dolaşınca ferahlık duyarsınız.

Hayal bu ya

Şehir planlamacısı veya mimar değilim. Ama hayalimde bir “çılgın proje” var. Eski İzmir’i, mesela Agora’nın üst taraflarını; Dibekbaşı, Topaltı, Namazgah, Pazaryeri, Tilkilik gibi semtleri boşaltıp, aslına uygun şekilde yeniden yapmak. Şimdiki sakinlerini mağdur etmeden, Toki kendilerine yeni yerler yapabilir. Onlara şükran borçluyuz. O evlerde oturarak hiç olmazsa tamamen yıkılmalarını önlediler.

Ama buralar sakın ola ki Kentsel Dönüşüm furyasına kurban edilmesin. O zaman dümdüz hale getirilip heyula binalar dikerler. Oysa amaç, tarihi dokuyu kurtarmak ve korumaktır. Sonradan yapılan çirkin ilaveleri kaldırıp,1900’lerin başındaki şekliyle yeniden yapmaktır.

Evleri, çeşmeleri, mescitleri, türbeleri, mistik mekanları ve küçük parklarıyla aslına uygun şekilde tarihi mimari ortaya çıkarılmalıdır.

Belki pahalı bir iş, ama değer. Artık teknoloji gelişti. Böyle büyük projelerin üstesinden gelebilecek imkan ve güce sahibiz. Hatta Kültür Varlıkları Koruma fonundan, dış destek bile sağlanabilir.

Müze Şehir

Kullanım alanı olarak ilgi göreceğini ve cazibe merkezi olacağını sanıyorum. Alt tarafında Agora Açıkhava Müzesi yani antik dönem eseri, yanında ve üstte Osmanlı şehir mimarisine ait otantik bir örnek! Ne kadar hoş olur. İyi düzenlenir ve işletilirse turistik envantere de ciddi bir katkı sağlanmış olur.

İzmir dinamik bir şehir, ama tarihi dokuyu canlandırma ve ayağa kaldırma bakımından yetersiz. Hayal ettiğim proje bu eksiği kapatma yönünde bir adım olur.

Patlıcanlı Yokuşu’nun sonlarında İzmir Mevlevihanesi’ne ait küçük bir arsa kalmış. Genişletilerek oraya tekrar bir Mevlevihane yapılıp kültür evi olarak kullanılabilir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.