25 Aralık 2015’te İstanbul Kongre Merkezi’nde “Dost” İslam’a Hizmet Ödülü töreninde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yaptığı konuşmayı pek az değişiklikle sunuyorum:
Kristof Kolomb’un Amerika’yı aslında Hindistan’ı ararken yanlışlıkla bulduğu söylenir. Bizimki biraz bunun tersi gibi oldu. Bizim neslimiz aslında, sanki Amerika’yı ararken Guenon üzerinden Hind’i tanıdı.
Benim “Modern Dünyanın Bunalımı”nı çevirmem de yine böyle biraz ironik bir neşve taşıyor. Bir latifeyle bu tercümenin nasıl gerçekleştiğini anlatırsam bana hak verirsiniz:
Adamcağızın birinin eline çok kıymetli bir inci tanesi geçmiş. Hanımı ısrarla bundan kendisine bir kolye yaptırmasını isteyince, kuyumcuları dolaşmaya başlamış. Fakat kime götürse, işin erbabı olan kuyumcular, bunun çok kıymetli bir inci olduğunu, her ustanın delemeyeceğini, incinin değerini bilenlerin elinin titreyeceğini, dolayısıyla çatlatabileceğini düşünerek kabul etmemiş. En sonunda demişler ki, Kapalıçarşıda (İstanbul) filanca ustaya gidersen, bu işi yapsa yapsa o yapar.
Adam tarif edilen yere gitmiş, o da inciyi eline alıp baktıktan sonra, biraz umursamaz bir tavırla, arkada oturan çırağına: “Evladım al şunu del” diye, şöyle uzaktan atmış. Çırak da ustasının emrini yerine getirip “tırrrt” diye inciyi delmiş, “Buyur ustacığım” demiş.
İnci sahibi biraz şaşırmış, demiş ki: “Ben bu kadar yer dolaştım, bu kadar ustaya sordum, hiçbiri cesaret edemedi. Size getirdim, en ehil sizmişsiniz. Siz de çırağınıza gayet önemsemez bir şekilde atarak verdiniz!”
Usta demiş ki: “Evet, biliyorum, onun için öyle yaptım. Ben de delemezdim, elim titrerdi. Ama çırağım bu incinin değerini bilmiyordu, onun için herhangi bir inciyi deler gibi deliverdi.”
Konuşmanın devamı şöyle:
“Benim Rene Guenon’un Modern Dünyanın Bunalımı kitabını çevirmem de biraz böyledir. Meğer hakiki usta Mustafa Tahralı Hocamız, uzun bir zamandan beri inciyi elinde çeviriyormuş. Bizim bundan haberimiz yoktu. Dolayısıyla haddimizi aşan bir işe soyunmuş olduğumuzu sonradan anladık. Ama daha sonra kendisine müracaat edip: “İsterseniz bu tercümeyi geri çekelim, okuyucu sizin tercümenizle Guenon’u tanısın” diye arz ettiğimizde, sağ olsun hocamız bizim tercümemizin piyasada kalmasının uygun olacağını söyledi. Bu vesileyle bir kere daha kendilerine teşekkür ediyorum.
Batıya gidenlerin, Batıda bir şeyler olduğunu ümit ederek yola çıkanların, neticede Guenon ve benzerlerine ulaşmaları güzel bir sonuç oldu.
Bu vesileyle bu gece Guenon’u anmamıza vesile olan, başta Cemalnur Sargut olmak üzere, bu tertibe öncülük eden bütün dostlarımıza, büyüklerimize, arkadaşlarımıza, kardeşlerimize çok teşekkür ediyorum.
Bir yanıt bırakın