Nasreddin Hoca fıkralarına tasavvufi yorumlar – 6

Cem Sancar’ın NasReddin adlı romanının kahramanlarından biri Nasreddin Hoca’dır. Hoca çağları aşıp günümüze gelir, zamane mizah yazarına, Cem Sancar’a rehberlik eder, elinden tutar ve ruhani tekamülüne vesile olur. O da bunun altında kalmaz Hoca’nın meşhur fıkralarına tasavvufi yorumlar yapar. Hocamız yazara şöyle seslenir:

“Bak benim eşek hadisem var ya, onu da anlatayım. Eşekten kasıt mecaz! Kasıt nefsin, egonun dediğini yapmamak, onun zıddına gitmektir. Zira nefs ruhun eşeğidir. Ondandır eşeğe ters binmem. Belden aşağısının gitmek istediği yere gitmem ben, belden yukarıyı takip ederim. Aklı, kalbi… Uyanıyor musun meseleye?”

Nasreddin devam eder:

GÖLE YOĞURT ÇALMAK

“Gerçi bir kere eşeğe ters bindik darbımesel oldu, o da ayrı konu! İnsanoğlu monoton bir hayat yaşar, değişik bir şey gördü mü unutmaz, nesilden nesle anlatır durur… Yalnız bakasın bana, eşeği de sağlam kazığa bağlayacaksın ha! Bu dünya zordur, engebelidir. Kışı vardır, yazı vardır, sıcağı vardır, soğuğu vardır. Mütemadiyen gidilecek bir yol vardır. Binek, çatı şu bu, insana lazımdır. Yani eşeği illâki bir kazığa edebinle bağlamadan, sağlama almadan olmaz o işler. Nefsini eğit, eşeği sağlama al!

“Onu söylüyorum. Dünya acuze bir kocakarıdır ama menekşe gözlü görünüp içini dışına çıkartır, adama ruhunu sattırır. Bu hep olur. Kendine de fazla zulmetme. Unutma, erkek dediğin kadınla sınanır. Çünkü zayıf noktası odur…”

Başka bir fıkraya getirilen yorum:

“Göle yoğurt mayası çaldım evet! Çünkü bizim işimiz budur. Her bahar savururuz rüzgâra ilim irfan mayasını. Ovalara, göllere, dağlara, sokaklara… Ya tutarsa?”

İlgi çekici bir yorum daha:

“Eşeğe alfabe öğretmek hayvani içgüdüleri ilahi bilgiyle terbiye etmektir. Yeter ki ipe un serme, yani ömrünü heba etme koçum.”

Hoca’nun ağzından yazarımız devam eder:

“Eşeğe niye ters binerim, çakozladm mı şimdi? Çok çarpışmışsın âlemlerde, uyanmışsındır herhalde? Bunları sana niye anlatıyorum, tanı beni, boş laf etme orda burda Nasreddin diye! O maskaraların yapageldiği şey, takma sakalla eşeğe binen komik adam filan değilim ben. Bir kere o eşek değil küheylan. Biraz inat ama esasta munis bir karakaçan. Nefsin terbiye edilmiş hâlidir, anlasınlar artık bunu, uyansınlar. Söyle o palyaçolara kendilerine gelsinler, kendilerine…”

PUT NEDİR?

Cem Sancar Nasreddin Hoca’nın ağzından yeni put tarifleri verir:

“Putlar şu bu eski zamanlarda kalmadı. Put deyince totem anlıyorlar. Heykel anlıyorlar tevekkeller. Para, dijitaller ne? Mal, mülk, makam, ne dersen de! Şehvet sadece cinsel şehvet demek değil ki. Bu çağın ihtirasları asıl şehvet. Mal biriktirmek, gösteriş, gevezelik, oburluk, afra tafra. Maymun iştahlılık. Kin karalama hışım hiddet… Hepsi…”

Hocamızda hikmetli söz çoktur:

“Arsıza yüz verme, tepene çıkar. Edepsize çok susma, sabrını yorar. Cahille yola çıkma, bir pula satar. Yol yordam bilmeyen istikametin şaşar, demiş Edebali. Temkinli olmalı. Gene de moralini bozma… İyi olur inşallah…”