Şimdi Konya’da olmak vardı

Hz. Mevlana 17 Aralık 1273’te Hakk’a yürüdü. Konya’da 1952’den beri bu vesileyle anma günleri düzenlenir. Son senelerde 7-17 Aralık arasında 11 gün süren etkinlikler yapılmaktadır. Bunların en çok ilgi çekeni sema (mukabele) törenleridir. Bu yıl 3’ü gündüz, 11’i gece olmak üzere 14 sema ayini icra edilecektir. Bunun dışında Konya İl Kültür Müdürlüğü’nün düzenleyeceği sergi, panel, konferans gibi birçok kültür faaliyeti yapılacaktır.

Hz. Mevlana etkinliklerinin (Şeb-i Arus / Vuslat Gecesi) bu seneki teması ‘Dostluk’ olarak belirlenmiş. Dostluk… Tam da Hz. Mevlana’ya uygun bir başlık.

Kültür alanında Konya iyi çalışıyor. İzmir’de ilan panolarında Kasım sonlarından itibaren büyük boy afişler dikkati çekmeye başladı. Resimde de görüldüğü gibi, afişlerde Hz. Mevlana’nın “Dost ol, Dost’u gör” sözü yazılıdır.

DOST KİMDİR?

Burada görülecek olan ‘Dost’ Hak Taala’dır. Görmekle kasdedilen baş gözüyle görmek değil; Hakk’a yaklaşmak, O’nu yakınında, içinde hissetmektir. Cibril Hadisinde belirtilen ‘ihsan’ derecesine yükselmektir.
Neydi ihsan? “İhsan Allah’ı görüyormuş gibi kulluk etmendir.” Hep O’nun huzurundaymış gibi davranmandır.
Tıpkı Hz. Mevlana’nın dediği gibi: “Hakk’ı tanıyan, gören iki göze sahip olursan iki âlemi de dostla dolu görürsün.”

Şu söz de ona ait: “Sen dost ol da sayısız dost gör. Fakat dost olmazsan dostsuz, yardımsız kala kalırsın.”

BİR MESNEVİ HİKAYESİ

Bir fare su kenarında bir kurbağa ile tanışarak arkadaş oldu. İkisi de bundan çok memnun kaldılar ve her sabah buluşmak üzere bir yer belirlediler, böylece ikisi de kararlaştırılan saatte aynı yerde buluşuyor, konuşup dertleşiyorlardı. Bu böylece uzun süre devam etti. Fare yuvasından, kurbağa sudan çıkarak buluşup konuştular.

Bir gün fare, kurbağaya şöyle dedi:
“Böyle arada bir konuşup dertleşmek pek iyi olmuyor. Benim bir derdim, bir sıkıntım olduğu zaman seni arayıp bulamıyorum. Çünkü sen suyun derinlerinde oluyorsun.
Buna bir çare bulmamız lazım.”

Bu düşünce kurbağanın da aklına yattı.
Beraberce bir çare aramaya başladılar.
Sonra şuna karar verdiler. Uzunca bir ip bulup bir ucunu farenin kuyruğuna, bir ucunu kurbağanın bacağına bağladılar.
Böylece bir diğeriyle konuşup dertleşmek istediğinde ipi çekiyor ve hemen bir araya gelerek konuşuyorlardı.

Bir gün fare suyun kenarında dolaşırken alaca bir karga onu yakalayıp havalandı.
Farenin kuyruğuna bağlı ip, kurbağanın bacağına bağlı olduğu için kurbağa da havalandı. Bu manzarayı görenler nasıl olup da karganın suyun içinde yaşayan kurbağayı avladığına şaştılar. Kurbağa, fareyle arkadaş olayım derken canından olmuştu. (Bkz. M. Demirci, Bugünün Yorumuyla Mesnevi Hikayeleri, 2022)

Hikayenin sonunda Hz. Mevlana, dost seçimi konusunda dikkatli olmayı hatırlatır ve şöyle der: “Feryat, cinsimiz olmayan dosttan feryat! Ey insanlar, sizinle düşüp kalkacak iyi dost arayın.”

NOT: Geçenki yazımda sözünü ettiğim Balçova Cem Evi’nin mimarı Nevzat Sayın 2 konuya açıklık getirmemi istedi:
1- Gelenekte Cem Evi’nin özel yapısının olmama sebebi, sosyal baskıdan doğan gizlilik düşüncesidir. 2- Çok direkli Selçuklu camilerinin kendisine verdiği ilhamın, yaptığı Cem Evi projesiyle ilgisi yoktur.

1 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.