Siyonizm ve Masonluk

Yahudi zulmünün arka planını Mehmet Demirci araştırdı, yazdı. Siyonizm nedir, Masonluk nedir?

Siyonizm ve Masonluk

Kubbealtı Lugatı’nda Siyonizm şöyle açıklanır: “İlk planda Filistin toprakları üzerinde bağımsız bir devlet kurmayı ve daha sonra yayılmak suretiyle ırklarının üstünlüğünü bütün dünyaya kabul ettirmeyi ideal olarak benimseyen Yahudilik akımı.” Samiha Ayverdi’nin Türk tarihinde Osmanlı Asırları kitabında Siyonizm hakkındaki şöyle der: Siyonizm dünya egemenliğini kurmak ve yavaş yavaş dünyayı Yahudileştirmek için öncelikle, cemiyetlere tehlikeli bir hürriyet vaat eder. Böylece sosyal ve dini nizamların kayıtlarını kırarak, çığırından çıkmış kitleleri avlamak kolaylaşır. İşte bu yüzden, kitleleri evvela manevi mes’uliyetlerinden ve bağlarından tecrit eder, cemiyeti, aileyi ve dolayısıyla memleketi yıkmak işini, inkılap adı altında, kültür hizmeti adı altında, vazifelendirdikleri memleket evlatlarına yaptırırlar. Bu biçarelere de, kah menfaatten, kah ikbal ve şöhretten kaftanlar giydirerek, maddi ve hissi yemler karşılığı, emellerinin aleti ederler. Masonluk da Yahudi kökenli bir kuruluştur. Kubbealtı Lugati masonluğu şöyle tarif etmiş: “Din ve milliyet farkı gözetmeden bütün insanları hürriyet, eşitlik, kardeşlik prensipleri etrafında birleştirmeyi amaç edindiğini ileri süren, Hıristiyan ve daha çok Yahudi kültürü unsurlarına dayanan, loca adı verilen bölümler halinde teşkilatlanmış olan ve birbirlerini bazı işaretlerle tanıyan, bütün dünyaya yayılmış kısmen gizli bir dernek, farmasonluk.”

SİYONİZMİN KALESİ

Samiha Ayverdi, Masonluğu Yahudilikle birlikte ele alır. Ona göre Masonluk sözlüklerde tarif edilenden farklıdır. Yahudi zekası, kütlelerin Masonluğa intisabını bir aydın olma belgesi haline getirmiştir. Bir kere de o fasit dairenin çarkına tutulan için, üstüne havale edilen her vazifeyi kof bir gururun otomatizmi ile ifa etmekten başka çare kalmamış demektir. Siyonizmin birer kalesi ve haber alma servisi olan Mason localarının üye kadroları şöyle genişletilir: Değerli görülen kimselerin arkasına düşülerek, ona, beşeri zaaf ve ihtirasların, kolayına dayanamayacağı bir imkan ufku gösterilir. Öyle bir ufuk ki caziptir, sırlıdır, şatafatlıdır ve tuttuğunu koparır. Grup saltanatına dayanan ve dışa kapalı olan bu esrarlı tarikat, insan psikolojisinde haliyle bir merak ve eğilim yaratır. Zira, farmason olmak hadisesi bile, başlı başına bir merak konusudur. Bir ihtilal, bir siyasi ve iktisadi entrika çarkı olan bu kurum, sosyal ve siyasi düzensizlik yaratmakta tarihi vazifesini görürken, bu vazifeyi her memleketin ve milletin kisvesine bürünerek, tahribatı bizzat o toprağın evlatlarına yaptırır. Tarih boyunca Kudüs için döğünen Yahudilere hizmet etmek yolunda, gayet ustalıkla davranmış bu teşekkülün takip ettiği rota, figüran Masonlarca bilinmez. Büyük kalabalığı teşkil eden gafil ve aldanmış zümre, ancak kumandan köprüsünden verilen emirlere uyarlar. Masonik teşekküllerin çeşitli vaadlerine ve önlerine açtıkları maddi ve iktisadi imkanların cazibesine kapılmış zümreler, Siyon menfaatinin kölesidirler. Masonluk bir felsefî görüş değildir ki ilim, objektif ve rasyonel metodla onu tanımlayabilsin. Dünya ilim çevrelerinde ve bilhassa üniversitelerde bulunan Siyonist elemanlara rağmen bu şeytani tarikat, bir nazariye olarak ortaya atılamamış; iç yüzü, ancak cemiyet bünyelerinde kapalı terör ve gizli baskı aracı olmaktan öte gidememiştir.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.