Türbeler milli kimliğin oluşmasına katkıda bulunur, toplumsal hafızayı temsil eder. Onlar Anadolu’yu yurt edinmemizin dini-milli uzantısıdır. Tıpkı camiler gibi türbeler de Türkiye’nin hafıza kayıtları, tapu senetleridir. Onlar vasıtasıyla toplum tarihin tanır. Geçmişi hatırlar.
İzmir’in en eski ve en önemli türbesi Emir Sultan külliyesi içindedir. Bu sütunu takip edenler “Gene mi Emir Sultan?” diyebilir. Evet gene Emir Sultan! Burada yazış sebebim bu ve benzeri konuları gündeme getirmektir. Güzel İzmir’in kültür tarihi hakkında bilgi sunmak ve ilgi uyandırmaktır.
GİDİP GÖRÜNÜZ
Lütfen bir gün Emir Sultan’a gidiniz ve oradaki perişanlığı görünüz. Agora’nın 5-6 dakika doğusunda, Hatuniye veya Basmane’nin gene 5-6 dakika yukarısında yer alır. 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar İzmir’in asıl yerleşim yerleri oralardı. Türk İzmir bu çevreydi. Orta yaşın üstündeki İzmir kökenlilerimiz bilirler. Fakat yeni neslin ve yeni İzmirli olanların haberi yoktur.
Emir Sultan külliyesi 14. yüzyıldan kalmadır. Türbesi, hamamı, haziresi yani küçük mezarlığı, misafirhanesi, dergahı, mutfağı ve kuyusuyla bugün harap durumdadır.
Bu yapıların ciddi bir restorasyona ihtiyacı var. Asıl iş Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir. Buranın mülkiyeti Vakıflarındır. Bu kurum, tarihi yapıların restorasyonu konusunda tecrübe sahibidir. Bu ciddi bir uzmanlık işidir. Her önüne gelen yapamaz. Biraz istimlak ve güzel bir çevre düzenlemesiyle biblo gibi bir eser ortaya çıkabilir.
BURAYI DERT EDİNENLER
Emir Sultan külliyesi içinde tek sağlam görünüşlü yapı, türbedir. 1990 yılında zamanın belediye başkanı Özfatura bu yapıyı tamir ettirdi. Ama çevresi perişandır ve sahipsizdir. Halit isimli bir genç kendiliğinden türbedarlık yapmakta, ziyaretçilerle ilgilenmektedir.
Buranın onarımı için zaman zaman bazı kişisel teşebbüsler oldu. Vakıflar Bölge müdürlüğüne başvurular yapıldı. Prof. Nemci Ülker’in gayretleri takdire değer. Ama sonuç alamadığı için bıkmıştır. Celal Öcal adlı bir vatandaşımız da bu hatıralara sahip çıkılması bir de dernek kurulmasına önayak olmuştur. İzmir basınında zaman zaman bu konuda yazılar çıktı.
YARIM KALAN ONARIM
Nihayet Vakıfların projesiyle İzmir B. Ş. Belediyesi bir restorasyon başlattı. Girişteki levhaya bakıyoruz: İşin süresi 215 gün, başlama tarihi 01.07.2011, bitiş tarihi 31.01.2012. Bütçe cılız, süre kısaydı.
Bir de ne görelim üç ay sonra işe ara verildi. Söylenti muhtelif, proje mi değişmiş, ne olmuş bilinmiyor. Türbenin ve kubbenin sıvaları sökülmüştü. Üstüne bir naylon geçirip bırakmışlar. Daha perişan bir görüntüyle öylece bir yıldır bekliyor.
Buranın restorasyonunu Vakıflar yapmalıdır. İstanbul’da çok güzel örnekleri var. Zeytinburnu’nda Yenikapı Mevlevihanesi mücevher gibi ortaya çıktı. İzmir’in iktidar milletvekillerin
Bir yanıt bırakın